DENİZİN MEKTUPLARI... BÜNYAMİN DENİZ KIRAÇ

Tarih: 15.11.2025 03:14

Azınlık Köyü

Facebook Twitter Linked-in

 

Azınlık…
Kulağa nötr gelir ama çoğu zaman bir etiket, bir sınır çizgisi, bir uzaklaştırma aracıdır. Kim kimi az yapıyor? Kim kimi ötekileştiriyor? Bu sorular çoğu zaman acı yanıtlarla gelir.

Evet, biz “akıllılar ve zekiler”…
O zaman bize de bir köy verin: Bizi bir ilçenin köyüne yerleştirin, adı “Azınlıklar” olsun. Evimiz ayrı, parkımız ayrı, lokantamız ayrı… Bakkalımız, sinemamız, tiyatromuz bile ayrı olsun. Biz düşüneceğiz, ülke kalkınacak; biz üreteceğiz, memleket büyüyecek… Ama ne olur, biz ayrı olalım.

Çünkü biz çoğunluğun ülkesinde ötekileştirilmişiz. Sesimiz duyulmamış, fikirlerimiz çoğunluğun rahatını bozmuş, varlığımız ise bir kenara itilmiş. Öyleyse kendi köyümüzde yaşayalım; adımız azınlık olsun.

Ama işin ironisi şudur:
Azınlık sayı ile ilgili değildir, bakış açısıyladır. Farklı olan birilerini ötekileştirmeye devam edenler olduğu sürece, “azınlık” adı taşınır. Oysa gerçek güç, farklılığı ayrı bir köye sürmek değil, aynı şehirde birlikte durmak, tartışmak ve üretmektir.

Biz ayrı yerlerde ikamet ederek değil, aynı toplumda birlikte durarak ilerleyebiliriz. Kalkınma, yalnızca “biz” ve “onlar” diye bölünmekten değil; aynı sokakta yürümekten, aynı tiyatroda oyunu izlemekten, aynı parkta aynı ağacın gölgesinde soluklanmaktan geçer.

Belki de soruyu yeniden sormalıyız:
Azınlık nedir?
Çoğunluk tarafından ötekileştirilmiş olanlardır. Hakikati arayan, sorgulayan ve düşünmekten vazgeçmeyenlerin adıdır.
Ve unutmayalım: bizim içerisinde olduğumuz Azınlık, aslında bu ülkenin vicdanı, aklı ve geleceğidir.

Bu hafta benden bu kadar hoş kalın.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —