MURAT ŞEN

Tarih: 02.07.2022 13:45

ZORBA

Facebook Twitter Linked-in

Başkalarına yardım etmek, yalan söylememek, saygılı olmak, dürüst olmak en temel ahlâk kurallarıdır ve bu kurallar toplumsal düzenin inşa edilmesinde kanunlardan çok daha etkilidir.

Bu yüzden her ailenin ve özellikle de eğitim sisteminin en büyük hedefi erdemli, ahlâklı çocuklar yetiştirmek olmalıdır.

Ahlak gelişimi, bebeklikten itibaren kişinin gelişimiyle doğru orantılı olarak oluşur.

Gördüğü her oyuncağı 'Benim!' diyerek almaya çalışan, 'bencil' davranışlar sergileyen, kural tanımaz bebeklik döneminden sonra kişi, kuralların varlığını az da olsa sezmeye başladığı çocukluk dönemine girer.

Burada ailenin verdiği/verebildiği eğitim oranında çocuk, gerekçelerini tam olarak anlamasa da her istediğinin gerçekleşmeyeceğini anlamaya başlar.

Bu sürecin aile tarafından okul öncesi dönem sona ermeden tamamlanması, çocuğun ileriki yaşamında kişiliğinin ne yönde gelişeceğini belirlemesi açısından büyük önem arz eder.

Tabii ki her çocuktan aynı davranış şekillerini beklemek mümkün değildir ama anne-babaya benzeme arzusunun en üst düzeyde olduğu bu yaşlarda (4-5 yaş) ailenin bilerek veya bilmeyerek yaptığı davranışlar, çocuğun kişiliğine sonradan değiştirilmesi çok güç işaretleri kazımaya başlar.

Çocuğun önünde kitap okumak veya sigara içmek, arkadaşlarınla kavga etme derken en ufak hatasında iki tokat atmak gibi sonuçlarının farkında olmadığımız pek çok davranışı çocuğun önünde sergileriz.

Okul çağı başladığında işin içine aile ile birlikte öğretmen/eğitim sistemi de dahil olur.

Bu dönemde -her fırsatta kaçamaklar yapılsa da- kuralların düzen sağlamadaki önemi daha fazla fark edilir.

Suç işlendiğinde anne-baba ya da öğretmenin gözünden düşme kaygısı, davranışlarda etkili bir yaptırım aracı olur.

Bu da 'vicdan'ın ilk oluşum işaretleridir.

Zamanla sevilen kişilerin (aile veya öğretmen) koyduğu kurallar çocuk tarafından özümsenecek ve onun kişiliğini oluşumuna katkı sağlayacaktır.

12-13 yaş sonrası ergenlik döneminde ise işin içine aile ve öğretmen ile birlikte hatta daha da etkili bir şekilde arkadaş çevresi dahil olur.

Tüm emeklere ciddi şekilde zarar verebilecek bir akran baskısı veya zorbalığına karşı bu dönemde çok dikkat edilmesi gerekir.

Ahlaki gelişiminin ilk adımlarını ailesinde veya okulunda sağlıklı bir şekilde atamayan çocuk, ergenlik döneminin kendine özgü sorunlarıyla birlikte hem kendisine hem de diğer çocuklara büyük zararlar veren bir 'zorba'ya dönüşebilir.

Çocuğun psikolojik ve ahlaki gelişiminde en büyük sorumluluk önce aileye düşmektedir.

Ardından da bu gelişimi eğitim sistemi desteklemelidir.

Bu süreçlerde başarısız olup da yalan söyleyen, bencil, saygısız, yetim hakkı yiyen, ahlaklı olmayan birine dönüşen bir kişiyi sadece zihnen eğitmek, topluma bir bela kazandırmaktan başka bir şey değildir.

Zira ahlaki yönü eksik kalan bir eğitim/öğretim sistemi, toplumları yıkıma götürecektir.

Murat Şen


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —