Bir önceki yazımızda CHP nin Milletin mitinge yoğun katılımı engelleyici veya azaltıcı olması ve katılımın yoğunluğunun örtülmesi için, AKP ye tahsis edilmiş Cumhuriyet meydanının CHP ye tahsis edilmeyip, eski Tevfik Sırrı Gür Stadyumu(TSGS) yanındaki büyük caddenin verildiğine değinmiştik. Böylelikle, daha geniş alana yayılacak kalabalığın görkemi gözlerden saklanmaya çalışıldığının altını çizmiştik.
Ayrıca, miting alanının batısında, hemen yanında bitişik olan ve yıkılan TSG stadyumunun arazisinin içine 40 Trilyon Türk Lirası harcanarak yapılan halkın pek rağbet etmediği ‘demir parmaklıklarla’ çevrili ‘bahçeye’, mitinge katılan ‘milletin’, çok sıkı polis kontrolünde alınmadığını yazmıştım. Yazımın sonunda da, miting sonrası yukarıdan çekilmiş fotoğrafından yola çıkarak buranın milletin sokulmadığı ‘saray bahçesi’ olduğunu yazmıştım. Önceki yazımdaki bir paragrafı aşağıdaki olduğu gibi aktarıyorum.
NEDEN MİLLET BAHÇESİ DEĞİL DE ‘SARAYIN BAHÇESİ’?
“Çünkü, miting alanının üstten çekilmiş bir fotoğraf, bu yönüyle değerlendirmeme neden oldu. Mitinge katılan hıncahınç kalabalığın, bahçenin de izin alındığının daha önce duyurulmasına rağmen(ile verilmediyse bile), etrafı ‘demir parmaklıklarla çevrili olan bahçeye’ itibar etmemesi, ‘saray hükümetinin’ 40 trilyon Tl harcayarak, Mersinlilerin gözlerinin aşina olduğu, derenin kenarındaki onlarca yıllık doğal ağaçları vardı. Bu yıllanmış ağaçlar yerel yönetimlerin, belediye meclislerinin ve Mersinlilerin haberi olmadan, korona günlerini fırsat bilip bir gün aniden kesilmesini Mersinliler unutmadı. Mersinliler, yeni yapılan bahçeyi bu nedenlerle sahiplenemediler! Bu nedenle, ‘mitinge davet ve yer anonsu’ Mersin sokaklarında defalarca yapılırken, efsane Cumhuriyet valisi rahmetli Tevfik Sırrı Gür’ün, devlete yük olmadan tamamen Mersinlilerin bağış ve imecesi ile yapılan ‘yıkılan stadyumun adının geçtiği yer’ için anonslar, Mersin sokaklarında defalarca yapıldı. Hiçbir anonsta ‘miting yeri’ olarak “Sarayın Bahçesi’nin yanı’ olarak ifade edilmedi.”
SARAYIN BAHÇESİ, KENTLE BÜTÜNLEŞEMEDİ!
Açıldığı günden beri, etrafı ‘saray bahçelerini çevreleyen demir korkuluklara benzeyen yüksek demir parmaklılarla çevrili’ bu yere halk kapısından içeri girmeye çekiniyor. Girerken bir parka, bir bahçeye girer gibi, kendini rahat hissetmediği için işlevsel olmayıp, boş duran bir mekan’ halinde duruyor. Bugün COVİD-19 günlerinde, Adnan Menderes Bulvarı sahilindeki veya Atatürk parkındaki, halkın sandalyesi ve masasını alıp gelerek piknik yapabildiği parklar kadar işlevsel değil. Kanımca Cumhurbaşkanlığı sistemi ile özdeşleştiği’ içinde Mersinliler sarayın bahçesine, itibar etmediler. Bu nedenle sözde ‘Millet Bahçesi’ halkla bütünleşemedi.
KENT BELLEĞİNE YAPILAN BU ‘SALDIRIYI’ MERSİNLİLER UNUTMAYACAK!
Cumhuriyet döneminin oluşturduğu valisinin imece anlayışıyla kente kazandırdığı, onlarca yıllık kent belleğine ve mimarisine, TMMOB Mimarlar Odası’nın ve Mersinlilerin itirazına rağmen tamamen yok edildi. Mersinlilerin hafızalarında önemli bir yer tutan önemli bir erkenCumhuriyet dönemi mekanı böylelikle yok edildi. Kişisel görüşüm böylelikle ‘Mersinlilere karşı saygısızlık ve kente karşı ‘etik bir suç’ işlendi. Daha önce bu köşede yazdığım gibi 40 Trilyon harcanarak, yapıldığı duyurulan bu alanda ‘halkın sabahları spor yapabileceği, Mersin’nin amatör futbol takımlarının hafta sonu antreman yapabileceği bir futbol sahası yapılıp, kapalı tribünlerinin yıkılmayıp spor müzesi ve amatör kulüplere tahsis edilebilseydi. Yada, en azından hiç olmazsa bu işsizlik de, bu parayla, aynı alanda spor malzemeleri üreten butik bir fabrika kurulsaydı da, bir çok gence iş sahası açılsaydı, bugünkü durumundan daha iyi olurdu.
ASLINDA MERSİN’İN OLİMPİYAT VE SPOR RUHUNUN YAŞATILDIĞI MEKAN YOK EDİLDİ!
Halkın milyonları harcanarak, sözde Bahçe yapılan bu alan, halen Mersinde yaşayanların yüzde sekseninin anılarında , Mersin İdman Yurdu ile özdeşleşen, milli bayramlarda, bir çokçocuğun ve gencin ilk defa farklı kıyafetlerle ve ailesinin de gelerek heyecanla farkındalık yaşayarak bayram kutladığı, özel günlerin birlikte ve coşkuyla heyecanının yaşatıldığı yerdi. Mersinli Ahmet gibi bir çok olimpiyat şampiyonu ve milli sporcunun çıktığı müsabakalar ile katıldığı kutlama ve yarışmaların yapıldığı , MİY ve milli takımın unutulmaz maçlar yaptığı, ülkemizin bir çok sanatçısının geldiği ‘kent belleğinde ve erken Cumhuriyet mimarisinde’ önemli bir yeri olan Tevfik Sırrı Gür Stadyumu’nun, dozer ve kepçelerle içlerini sızlatan yıkım tablosunun acısını Mersinliler derinden yaşadı.
MERSİN VALİLİĞİ’NE VERDİĞİM DİLEKÇEDEKİ ÖNERİLERİM KABUL EDİLMEDİ!
Bu konuda, 2018 yılında stadın yıkımı başlamadan önce, Büyükşehir Belediye Başkanlığı aday adaylığım sırasında, il başkanlığına yaptığım öneri dikkate alınarak CHP İl Başkanlığı olarak, stadyumun önünde Mersin amatör futbol kulübünün temsilcileriyle ve eski futbolcularla ve Mersinlilerle ortak bir basın açıklaması yapıldı. Ayrıca bir Mersinli olarak kapalı tribünlerin yıkımı öncesi, şahsen Mersin Valiliğine resmi dilekçeyle verdiğim öneriler dikkate alınmadı. Ankara, ne dediyse o yapıldı. Yerelde yaşayanların imece anlayışı ve özveriyle yaptırdığı eseri, duygu düşünceleri ve değerleri yok sayıldı ve TSG Stadyumu yok edildi. Ancak, inanıyorum ki; Mersinliler, burayı yıkanları ve yapılanları hiç unutmayacak ve bir gün, Mersin’e imece ruhuyla kazandıran rahmetli efsane Vali Tevfik Sırrı Gür’ün adının geçtiği bu alanı, adına yakışır spor tesis ve etkinlikleriyle yurttaşların kullanımına açılarak, işlevsel hale getirecektir.
Serdar Erkan