Esas olarak cinsel anlamda kullanılan 'tecavüz', çok kısa bir tanımla, 'ruhen sakat birinin, rızası olmayan biriyle zor kullanarak cinsel yolla birlikte olması' diye tanımlanabilir.
'Taciz' kavramı ise pek bir muğlak... Hem tecavüz kadar kötü bir eylem, hem de 'kavram' istismar edilebilir. Bir selamınızı taciz saydırmaya kalkışabilir, ruhen sakat bir erkek ya da ruhen sakat bir kadın...
'Tacizin neleri kapsayacağını' çok iyi bilen birisinin bunu tanımlaması çok yararlı olabilir herkes için...
Tecavüz ve tacizlerin yarıştırıldığı bu çoğu hasta kişilerden oluşan toplumda...
Birbirlerini bir ön-ölümle (iftira atıp lekeleme yoluyla) Cehennem'e gönderen sapkın kadınlar ve sapkın erkeklerle yaşıyorsunuz...
Kendisine yüz vermeyen bir kadın hakkında akla hayale gelmeyecek çirkin iftiralar uydurabiliyor insanlar. Buna benzer bir biçimde, ama başka bir nedenle, bir erkeğin onurunu kıran iftiralar uydurabiliyor insanlar.
1) Bir kadına, bir erkeğin, saçlarınız ne 'kadar güzel' demesi onu taciz etmesi mi?
2) Kafeteryada gazetesini okuyan bir adama, bir kadının, 'bugün hava çok sıcak' demesi onu taciz etmesi mi?
3) Bir erkeğin ya da kadının, bir kadınla, altında cinsel içerik bulunan sözlerle konuşma girişiminde bulunması (örneğin, 'beni yanınıza gelip sizle tanışmaya içimden ne zorladı ah bir bilseniz' demesi) taciz etmek mi?
4) Bir kadının (1983 yılı) Beşiktaş stadının boynundan aşağı inerken arabasının camından başını dışarı uzatıp, yolda yürüyen Coşkun Göğen'e ('Tecavüzcü Coşkun' diye ün yapmış bir sinema oyuncusuna) 'Coşkuuuun, lan bana bir tecavüz etsene' diye bağırması' ve sadece filmlerde öyle bir rolde oynayan, tanışmadım kendisiyle, belki de son derece beyefendi, her şeyden önce kendisine 'tecavüzcü' diye değil de, 'aktör' diye bakılmasını isteyen Coşkun Bey'in büyük bir mahcubiyetle kalabalığa karışmasına neden olmak tacize girer mi?
5) Oyuncu seçimi sırasında karşınıza çıkarılan kişinin, 'bu işi almam lazım, her şey bu işi almama bağlı, bunun için her şeyi yaparım' demesi tacizi içerir mi?
NOT (bir anı): Ben çok şanslıyım, zira çocukluğumdan beri cinsiyet ayrımının hiç olmadığı bir ortamda yetiştim. . Çocukluğumda ve İlkgençlik günlerimde her türlü sokak oyununda kızlar ve erkekler hep birlikte oynadık... Bu oyunlar sürecinde Adnan ile Nazan'ın, Ali ile Emine'nin, Oya ile Armağan'ın, Ayşe ile Baki'nin, Şengül ile Metin'in, Şenel ile Murat'ın, Turunç ile Zeynep'in 'oyundaki arkadaşınız' olması dışındaki hiçbir niteliği aklınıza bile gelmez di ki... Hangisinin kız hangisinin erkek olduğu aklınızın ucundan geçmez. Hatta hangisi hangisinden daha akıllı, zeki, başarılı, bunlar bile aklınıza gelmez...
Orta okulda Betül, Beril, Züleyha, lisede Fatoş, Tüzün, Hülya, İlfet, Elif, Şehrazat, Durdane, Özlem, Hatice, Kadriye, üniversitede Nuray, Şelale, Oya, Aysel, Semra, iş yerlerinde Devrim, Nuray, Pervan, Sevgi vb... Uzatmaya gerek yok...
Lisede bir öğretmenim, 'Kızlar Çavuşu' derdi bana, çünkü lisede de çoğunlukla arkadaşlarım karşı cinsten oldu, hayatım boyunca olduğu gibi...
Bu arkadaşlıkları tutturamayan; kızlar, ileride sapkın bir erkek düşmanı oluyor...Erkekler ileride sapkın bir kadın düşmanı oluyor...
Şunun için yazdım bunları...
Çocukların kız çocuğu erkek çocuğu diye ayırt edilmeden birlikte yaşatılması çok önemli. Kadın-erkek arasında güzel arkadaşlıklar kurulabilmesinin yolu bu. Bu da hayatı daha güzel yapar.
TRT'de bir arkadaşımın filmine yardımcı oldum. Ben çekerken de o arkadaşım bana yardımcı olacaktı. O filmde bir yönetmen yardımcısıyla çalıştı arkadaşım. Drama Programları Müdürümüz Adnan Azar, 'sen kimle çalışacaksın, bak bu kız becerikli biri, sen de onunla çalış isrersen' dedi.
Ben iş ortamında ekibin sevgi saygı ölçüsüne hastalık derecesinde önem verdiğim için; 'Şelale ile çalışacağım' dedim. Şelale benim üniversiteden sınıf arkadaşım, ev arkadaşım, canım, arkadaşımın eşi, dostum, kardeşim... Tabi ki onunla çalışacağım... Çünkü birbirimizi çok iyi tanıyoruz.
Önceki kızcağız 'ben ona verseydim' benle çalışırdı' demiş. Duydum ve kendisini çağırdım.
'Bir: Her çalıştığın yönetmen senle yatıyor mu? İki: Eğer öyleyse, ben senin bildiğin o zibidi yönetmenlerden değilim. Üç: Ben evli bir insanım, ettiğin laf eşimi de incitebilir. Dört: Hayatının sonuna kadar ağzından çıkanı gırtlağında tart' diyerek yolladım. Onun bana yaptığı bir taciz midir?
Biri şu 'taciz' kavramını araştırmalı.
İNSAN KİMLİĞİ EDİNEBİLMİŞ BİRİ...
Dr.Cengis T.Asiltürk
