Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, Niğde-Bor’da meydana gelen 5.3’lük deprem için, Pazarcık depreminin artçısı dedi, Prof. Dr. Naci Görür’de aynısını söyledi. Fakat, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) Deprem ve Risk Azaltma Genel Müdürü Orhan Tatar, Niğde'nin Bor ilçesinde meydana gelen 5,3 büyüklüğündeki depremi bağımsız bir deprem olarak değerlendirdiklerini söyledi..
Bilim’in sözcük anlamı: “Genel geçerlik ve kesinlik nitelikleri gösteren yöntemli ve dizgesel bilgi”. Yani deneysel, analizsel tek doğru...
Şimdi bu felaket günlerde dahi, insanlar için hayati değer taşıyacak bilgileri maalesef ikilemler içerisinde alıyoruz. Hala devam eden deprem fırtınasında, bu ikilemler, duygusal boşlukta ki bizleri her geçen gün daha da beter göçertmekte.
Covid-19 pandemisinde, İngiliz bilim insanlarının bilimsel makaleleri yaşanılan karanlıklara ışık tuttu. Bilim her zaman ve her canlı için gereklidir ama bir pazarcı esnafının arz ettiği ürünü pazarda avazı çıktığı kadar bağırma pragmatikliğinde olmamak kaydıyla.
Tabiat Ana girdiği bütün savaşlarından galip çıkmış. Biz insanoğlu doğa da bir zerreyiz, ancak, onunla uzlaşarak hayatımızı ve neslimizi sürdürebiliriz. O bize kızarsa, depremle gelir,selle gelir, kuraklıkla gelir. Mesela son yaşadığımız asrın felaketi, 7.7’lik deprem tabiatın olağan bir hareketi-istifrasıdır. Tabiat Ana’nın bizim gibi canlı olduğunu ve onunla zıtlaşmanın sadece bize zarar vereceğini de maalesef çok üzücü tecrübelerle gördük-göreceğiz de. Deprem, bir tabiat olayıdır, onu afete dönüştüren insandır.
Şimdi, sırf bir takım eyyamcılar daha lüks hayat yaşasın diye, bir sürü ocağa ateş düştü. Herkes öldü. Çocuklar, anasız-babasız kaldı. Deprem sonrası sahipsiz kalan çocukları, Uluslararası çocuk tacirlerinin, organ mafyalarının, ya da fuhuş sektöründe ki baronların götürdüğünü, İyi parti genel başkanı Meral Akşener Fox Tv’de çıktığı canlı yayında söyledi. Depremin etki alanı gerçekten de çok büyük bir alandı, devletimiz de biçare kaldı. Çok üzücü tabi ki de, hiç unutamayacağımız bir acı bu yaşananlar. Umarım, Tabiat Ana daha da fazla sallayarak, daha da fazla can kaybına sebebiyet vermez. Biz bilim doğrultusundan yola çıkıp, manevi tarafımızı da güçlü tutarak, bu garabetli günleri geride bırakacağız.İnsanlık adına yeni bir sayfa açacağız. Her şey silbaştan olacak. Bir depremzedenin dediği gibi oldu her şey; ‘Akşam zengindik, sabah uyandık fakiriz’. Madden zengin ve fakir afet karşısında eşit oldu.
Yaşadığımız dünyada, yaşadığımız zamanda, maalesef, vicdanın önüne maddeler geçti. Ama para çıkartamadı enkaz altından hiç kimseyi. Son model arabası göçük altında kaldı, rezidans denen konutları yerle yeksan oldu. İnsanlar öldü gitti. Bir daha geri dönüşü de yok gidenlerin.
“O kavimler ki hakikî yolu buldum sandı
Ermeden doğru yola hepsini susturdu ölüm
Öyle bir ukde ki hal etmedi bir kimse onu
Vurdular hepsi düğüm üstüne bir başka düğüm.”
Nasîrüddin et-Tûsî
Öyleyse, madde, arkasında kalmalı vicdanın... Yaşadığımız dünya hepimizin. Öteki tarafta para da geçmiyor, arabalar da kullanılamıyor...Olmazsa da, Stephen Hawking'in dediği gibi; ' Yaşadığımız gezegenin bin yıllık ömrü kaldı, ama başka gezgenlerde de hayatlar var. İnsanlar, o gezegenlerde yeni hayaller ve yeni hayatlara yelkenler açabilirler'
İsmet Tanlı
