DOÇ.DR.CENGİS T. ASİLTÜRK

Tarih: 25.12.2019 22:00

ŞU SIRADAN DÜNYANIN ESAS SAHİPLERİ

Facebook Twitter Linked-in

         Bir insanın sıradan biri olmamak için ille de bir eser üretmesi, bir buluş yapması gerekmez. İnsanlık algısı ve hassasiyeti gelişmiş olan biri zaten sıradan insan olamaz.

Esmer bir kişi, 'ben esmer bir kişiyim' diyebilir, bunu kimse yadırgamaz. Övündüğünü söylemez.

Kahverengi/mavi gözlü bir kişi, 'ben kahverengi/mavi gözlü bir kişiyim' diyebilir, bunu yadırgamak kimsenin aklından geçmez. Onun böylece övündüğünü de söylemezler.

Sarı saçları olan bir kişi, 'ben sarışınım' diyebilir, bunu kimse yadırgamaz. Bunu övünmek için söylediğini de iddia etmez.

Bunlar ortada, açıkta, göz önünde nitelikler. İnsanlar bunlar hakkında söz alıp konuşurken bir zarafete, asalete, çekimserliğe, utangaçlığa gereksinim duymaz. Bunların böyle olduğunu söylemek de zaten bir çekimserlik gerektirmez.

Kolay ölçülemeyen zeka, güzellik, dürüstlük, iyilik, akıl, deha, yaratıcılık, yetenek gibi esasen 'o kişiyi ruhen o kişi yapan' insani vasıflar/nitelikler söz konusu olduğunda aynı 'anlayışla' yaklaşılmaz kişilere. Bu niteliklere sahip kişilerin suskun, sessiz davranması, hatta ortalıkta görünmemesi beklenir. Hatta hiç konuşmaması...

Kim bekler bunu? Yığınlar...

Yeryüzü, ülkeler, hayatın/yaşantının kendisi tümüyle gerçekten de o yığınlarındır. Bütün yeryüzü onlar içindir.

Oysa kimi insanlar kendi kendilerine bir şeyler yapar durur; yani kendini geliştirmek için okur, düşünür, öğrenir; gelişir, zihince/algıca, bilgice yükselir. Böylece tüm dünyanın esas sahiplerinden uzağa düşerler, örneğin şairler gibi, 'öbürü/öteki' olurlar. İstenmezler.

Çünkü evrenin, ülkenin, bulunulan ortamın, hayatın/yaşantının gerçek sahibi(!) olan o sıradan insanın huzurunu bozmuşlardır salt varlıklarıyla bile... İstenmezler... Hayat, bu kadar da sarihtir aslında...

Sıradan insanın köyünde dikkatli davranmak gerekir.

Sıradan insandan kastım; yarışan, kıskanan, basit gündelik işlerin peşinde heder olan kişilerle ilişkileri üzerinden bir hayat inşa etmeye kalkışan, kıskanç, hödük, 'olmak değil de sahip olmak' üzerinden ilerleyen, estetik beğeni düzeyi gelişmemiş, edinimleri sınırlı şahıstır sıradan insan... Bu dünya esas olarak onun yurdudur. Çünkü o, olmaya değil, sahip olmaya gelmiştir bu dünyaya...

Babam, işliğinde döktürdüğü fayansların, biriketlerin, tuğlaların, asmolenlerin, büz boruların bir-örnek olmasına dikkat ederdi. Öyle olmadı mı, işçilerini uyarırdı...

cengis_asilturk 

      Cengis T.Asiltürk


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —