JÖNK / İSMET TANLI

Tarih: 25.01.2021 23:01

Sevdiklerim Sevmediklerim Sevemediklerim...Karakter Metre... Kolayı Seçmek Daha Kolay

Facebook Twitter Linked-in

        İnsan yaşadıklarından değil, yaşattıklarından sorumludur.

İlla katliam yapmak için keleş lazım değil artık, şimdilerde kibirle-hainlikle-kalleşlikle ve megalomanlıkla da yapılabiliyor o işler. Hem de vurduğunu öldürmeden/ ölse kurtuluşu olacak aslında( yazık! ).

Bir insan bir insanın ruhunun celladı asla olmamalı.

Zişan çok düzgün bir ailenin kızı, şimdilerde yaşı elliye dayandı, ev kadını, iki çocuk ve ayrıldığı bir hain kocaya sahip. Ayrıldığı eski eşi Bülent’ le üniversite yıllarında tanışmış, arkadaşlık-sevgililik derken 20 yıl süren evlilik serüveni,maceralardan maceralara, acılar biriktirerek... Adam Zişan’ ı ,yıllarca ezip- ufalayıp, bir başka insana dönüştürdükten sonra, içine de ihanet katıp, pimi çekilmiş el bombasıyla, ardına bakmadan öylece bırakıp gitmiş.

Evlilik ya da sevgililik dürüstlük içermeli, yanı sıra inanç ve güvende. Hiç kimse hiç kimsenin deneme tahtası değildir -ki ama Bülent, Zişan’ ı deneme tahtasına çevirmiş ne yazık ki, baskılarla,saplantılarla, daha da bir sürü şeyle, zelzeleler yaptırarak, santim santim. Aslında bütün sorun Bülent’ in o arızalı çocukluğunda, yaşadıklarını, yaşadığı en yakınına yaşatabilme yeteneği de, ta o çocukluğundan kazanılmış med-cezir.

Zijan dirhem dirhem acılara bulanarak, hiç istemese de, kaderinin yol ayrımında ki kavşaktan bilmeyerek yanlış sola dönmüş…Neticede şimdi geriye dönüp baktığında, Bülent’ in bırakıp kaçtığı enkazın tam ortasından, hep ah ederek, bu yanlış birleşimde ki tek sevdiği-sevinebildiği o dünyalar tatlısı iki çocuğu ama asıl sorun bu genç yaşta insan hakları evrensel bildirgesinde de yer alan o, ‘ sevme ve sevilebilme hakkı’ nı tekrar kullanabilecek mi!

Şimdi bu kadın,arkasında kendisine maddi ve manevi destek veren anne baba olmasa, her yanlışa merak salacağı kesin ama inadına dürüst, inadına ayakta, inadına tertemiz kalbi, hala. İşte her şey inadına.

Yapana değil yaptırana bak.

Kaptan sorumlusudur, gemisinin,batsada,gitsede,karaya otursada yalnız o sorumludur ,mürettebat değil, mürettebat, o ne derse onu yapmakla iştigal.

Kadın çocuğa şekil veren, karakterini ve tavırlarını nakış nakış işleyendir.Kısa vade de kararları erkek verirse ; eh işte doğrudur/ uzun vadede kadın daha doğru kararlara hükmeder.

Kadın toplumları doğurur.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ ü de, daima başarıya odaklayan bir kadındır,bir anne, adı Zübeyde Hanım, Mustafa hariç tüm çocuklarını kaybeden güç abidesi bir anne, kalan tek çocuğu Mustafa’ ya, kazanmaktan başka bir seçeneği olmadığını duruşu ve tavırlarıyla benimseterek; 7 düvelin parçalara ayırarak emperyal emelleriyle zedeledikleri bu güzelim Ülkeyi dehasıyla, cephe cephe çarpışarak, bağımsız ve hürriyetli bir şekilde, bize armağan eden, diğer taraftan da ilkelerini önce kendisi uygulamak şartıyla Halka da benimseten, o çelik mavisi gözlü adam, 'Gazi Mustafa Kemal Atatürk', hep saygıyla- minnetle- özlemle anacağımız O, O Kadının çocuğu hep, şimdi 140 yaşında da olsa çocuk yine çocuk kalacaktır daima, anneye- babaya göre.

savaşmak ve direnmekten ibaret herşey/ doğumdan ölüme kadar giden yolda

Sevdiklerim Sevmediklerim Sevemediklerim, hepsi bir arada gibi olsada hepsinin yerleri apayrı içimde. Karakter metre çalışıyor, iyinin lehine, kötünün aleyhine Baktın karşındaki değişmiyor, o zaman sende istikameti değiştir. Bundan sonra kolayı seçmek daha kolay, tanrı da bu olaylara şahit ve gereği de düşünüldü, her kadın en mutlu anne, her hain kendi içinde ki zindanda hapis- müebbete hüküm giymiş( idam kanunlar değiştirilerek kaldırıldı) , artık ona kendi içinde her yer sadece dört duvar.

İsmet Tanlı


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —