BÜYÜK SIFIRLAMA (GREAT RESET) BÜYÜK İNSANLIĞA KARŞI
Daha önceki yazılarımı takip eden okurlarımız, ABD başkanı Biden öncülüğünde döneminde, Ukrayna’nın Palyaço Liderinin ısrarla Rusya’ya savaş açması için kışkırtıldığını ve teşvik edildiğini ve Trump 2.0 ile birlikte ortada bırakıldıklarını hatırlayacaklardır.
Başını Anglo Siyonist merkezlerin çektiği Resetçilerin nihai amaçları;
Dünya Ekonomik Formunun başkanı Dr.Klaus Swap‘ın ‘Büyük Sıfırlama (Great Reset)’ kitabında belirtildiği gibi, Dünya nüfusunun savaşlarla ve virüslerle 500 milyona düşürecek şekilde azaltılmasıydı .
Bunun için Üçüncü Dünya Savaşı’nın çıkması önemli bir adımdı.
Bu nedenle -Topal Ördek ABD Başkanı Biden- ABD seçimlerini kaybetmesinden sonra giderayak Ukrayna’ya gönderdiği saldırı füzelerinin kullanma yetkisini Ukrayna yönetimine verdi ve kullandırdı.
Ancak, Çok Kutuplu Dünya’yı (ÇKD) savunan Rusya Devlet Başkanı Putin’in ihtiyatlı yaklaşımıyla, Ukrayna ve ABD’nin tüm kışkırtmalarına rağmen, savaş uzun süre sınırlı tutuldu ve Dünya Savaşı’na dönüşmedi.
Öte yandan, ABD'deki 2024 seçimlerinde Trump’ın kazanması ile önce Ukrayna, sonra Gazze üzerinden çıkarılmaya çalışılan 3. Dünya Savaşı olasılığı, geçtiğimiz aylarda İsrail’in ve ABD’nin İran’a karşılıklı saldırmalarına rağmen şimdilik daha azalmış görünüyor.
MAGA BİR AMERİKAN YURTSEVERLİĞİDİR
Trump’ın seçim sloganı MAGA(Make America Great Again) yani -Amerika'yı Yeniden Büyük Yapmak- özünde, Çin rekabeti karşısında sürekli irtifa kaybeden ABD’nin Sanayi ve Ekonomisine odaklanarak, ABD'yi ikinci Dünya Savaşı sonrasında olduğu gibi Çin’i geçip, Dünya’nın bir numaralı ekonomisi yaparak ABD yurttaşlarının refahını artırmak öncelikli hedef olarak görmektedir.
Ancak Trump, Anglosakson derin merkezlerin, ABD’yi Dünya’nın jandarması ve kaba güç olarak kullanmasını istememektedir.
Bu nedenle Anglo sakson -Siyonist politikalarla arasına mesafe koymaya çalışmaktadır. Bu nedenle geçtiğimiz günlerde İsrail’in Gazze saldırılarını onaylarken, İsrail’i ziyaret etmemiş. İran’a da saldırıya başlangıçta mesafeli durmuştur. Ancak sonradan, sanırım İsrail yanlısı danışmanlarının önerisiyle İran’ın nükleer tesislerinin ABD tarafından bombalanmasına onay veren bir kafa karışıklığı yaşamıştır.
ÇOK KUTUPLU DÜNYA VE YENİ BİR BM MİMARİSİ
Sovyetler Birliği’nin çökmesinden sonra, Putin’in liderliğindeki Rusya, resetçi ve savaş isteyen Angola sakson-siyonist odakların karşısında Çok Kutuplu Dünya’yı ve Barış’ı savunan bir çizgi izlemektedir. Ukrayna Savaşı’nın bitirilmesi ve 3. Dünya Savaşı’nın önlenmesi konusunda da, Trump’tan da önemli bir destek almaktadır.
Kişisel kanaatime göre, Putin için Trump‘la anlaşarak Ukrayna savaşını bitirerek, 3.Dünya Savaşı’nın önlemesi ve Çok Kutuplu Dünya’nın kurulması önceliklidir.
Bu yaklaşım, Dünya Barışı ve Dünya halklarının refahı için de çok önemli ve değerlidir.
Ancak savaş ve mühimmat sanayisini çalıştırarak, buradan gelecek yeni fonları ve sermayeyi pazarlayarak tefecilik yapmayı isteyen anglosakson ve siyonist odaklar, 3. Dünya Savaşı’nın ve yerel savaşların çıkması için her türlü çabayı göstermektedirler.
Bunun için başta Trump ve Putin olmak üzere, barışa destek verenleri suikast ile öldürmek dahil her şeyi planlayabilecekleri de dikkate alınmalıdır.
YAŞLI AVRUPA AĞIRLIĞINI KAYBEDİYOR
Daha önce Merkel‘in liderliğindeki Avrupa, Savaşa ve tek kutuplu Dünya’ya mesafeli bir tutum izlerken, Yeşiller dahil tüm Avrupa sol geçinen partileri bugün Anglo Sakson-Siyonist odakların savaş değirmenine su taşıdıkları gözlenmektedir.
Bunun en son örneği Haziran ayındaki son NATO toplantısında, AB’ye üye ülkelerin savunma bütçelerini belirli oranda artırma konusundaki karara itiraz etmemeleri gösterilebilir.
SON BRICS BİLDİRİSİ DÜNYA BARIŞI ADINA UMUT VERİCİDİR
Geçtiğimiz 6-7 Temmuz tarihlerinde Brezilya’nın başkenti Rio De Jenerio’da gerçekleşen ve ülkemizin de gözlemci sıfatı ile katıldığı ve 30’a yakın ülkenin, devlet başkanlarının katılımı ile gerçekleşen son BIRICS toplantısının sonuç bildirisindeki barış ve çok taraflılık(kutupluluk) vurgusu Dünya’mızın geleceği açısından çok önemlidir.
6-7 Temmuz 2025 de tarihinde Brezilyanın başkenti Rio De Jenerio’da yapılan son BRICS zirvesinin sonuç bildirisinde IMF, DTÖ ve Dünya Bankası gibi uluslararası kurumlarında acilen reforme edilmesi ile -tüm uluslararası kurumların-uluslararası hukuka göre yeniden düzenlenmesi ve çok taraflılık vurgusu yer almıştır.
Trump ile Putin arasındaki görüşmelerin ve sürecin devamı halinde yeni bir BM mimarisi ile sonuçlanması muhtemeldir.
Trump‘ın seçilmesi ile başlayan süreçte MAGA ekseninde savaşsız bir Dünya seçeneği giderek güçlenmektedir. Ancak, Dünya Barışını engellemek için Trump ve Putin’e suikast dahil, her türlü provokasyon olasılığı da devam etmektedir.
Dünya’nın geleceğini yazımızın başlığında belirtilen yukarıdaki bu üç eksen ve aralarındaki bağımlı ilişki ve gelişmeler belirleyecektir.
‘YURTTA BARIŞ, DÜNYADA BARIŞ’ VİZYONU İNSANLIĞIN GELECEĞİ İÇİN BÜYÜK BİR UMUTTUR
Kanlı savaş meydanlarından gelen bir komutan olan Mustafa Kemal Atatürk’ün yüzyıl önce savaş ve barış konusunda dile getirdiği vizyon Dünyamızın ve insanlığın geleceği için çok önemli ve yaşamsaldır.
-Yurtta Barış Dünyada Barış,
-Ülke savunması için zorunluk olmadıkça savaş cinayettir.
Kanaatimce, M. Kemal ATATÜRK’ün bu iki ifade ile çerçevesi çizilmiş barış vizyonu -, bugün ve yarın insanlık tarihi boyunca geçerli olacaktır.
Özellikle üç kıtaya birden açılan Anadolu coğrafyası, binlerce yıldır din ve hegemonya savaşlarının Ortak kesişim noktasında yer almaktadır. Tarih boyunca Anadolu halkları , on binlerce yıllık tarihinde her 10-15 yılda çok büyük savaşlar yaşamıştır. Bu topraklarda ve çevresinde çok kanlar dökülmüş, çok canlar yitirilmiştir.
Öyle ki bir çok uygarlığa ev sahipliği yapan Anadolu’da; farklı uygarlıklara ait arkeolojik bir çok eserde savaş figürleri ve betimlemeleri vardır.
Mustafa Kemal Atatürk, 1930’ların sonuna yaklaşırken, II. Dünya Savaşı’nın yaklaştığını görmüştür.
Orta Doğu bölgesinde çıkabilecek savaşları önlemek ve en çok savaşların çıktığı iki bölgede dışarıdan emperyalist müdahaleleri önlemek için, Bağdat ve Balkan Paktlarını kurmuş, böylelikle bölgenin barışını ve geleceğini bölge ülkelerinin belirlemesini düşünmüştü.
Ancak, onun ölümünden hemen sonra ikinci Dünya Savaşı başlamıştır. Ölümünden önce de, II.Cumhurbaşkanımız İsmet İnönü’ye, Türkiye’nin yaklaşmakta olan Dünya savaşına kesinlikle girmemesini, genç Cumhuriyetin bu savaşın yıkımından uzak tutmasını vasiyet etmiştir.
İsmet İnönü’de II. Dünya savaşı boyunca hem Hitleri, hem de Churchill’i çeşitli bahanelerle oyalayarak Türkiye’yi II.Dünya savaşının büyük yıkımından kurtarmış, böylelikle bir kez daha bu topraklarda anaların dul, çocukların yetim, dedelerin torunsuz kalmasını önlemiştir.
ATATÜRK’ÜN BARIŞ VİZYONU SAYESİNDE BU TOPRAKLARDA 100 YILDIR İLK DEFA ONURLU BİR BARIŞ YAŞANMAKTADIR
Dünya’da ve Anadolu toprakların da, Osmanlı ve diğer hanedanların kendi ihtirasları için girdiği savaşlar gerçeği, özellikle Anadolu’da her yoksul aileyi ve geleceğini etkilemiştir.
Bir çok Anadolu kadını yaşam mücadelelerine -çocuklarıyla dul olarak- devam etmek zorunda kalmış, her 10-20 yıl içinde yaşanan ardışık savaşlar sonucu babalar çocuklarını, dedeler torunlarını göremeden ölmüştür.
Bu nedenle, binlerce yıllık Anadolu ve Dünya tarihinde , Mustafa Kemal Atatürk’ün barış vizyonu, Dünya tarihi ,ülkemizin ve insanlığın geleceği açısından çok önemli ve değerlidir .
AKP İktidarının da, bu vizyona sahip çıkması ve çevremizdeki savaşlarda yapıcı bir rol oynama çabası, tüm partiler tarafından desteklenmelidir.
ENİŞTEM BENİ NİYE ÖPTÜ?
Ancak, coğrafyamızda, bir taraftan, Suriye’deki laik Esat rejiminin yıkılarak eski IŞID’çi ve başına ödül konulan eski terörist Colani’in Suriye’nin başına geçmesi ile orta doğuda yeni bir süreç başlatılmıştır. Suriye’deki yeni rejimin PYD ile anlaşma imzalayarak resmen tanınması, iktidar ortağı Devlet Bahçeli’nin 22 Ekim 2024’te terörizmden, tüm dünya hukukunda kabul görerek mahkum olmuş terörist başı Abdullah Öcalan’ı -Kurucu Önder -ilan ederek yeni bir süreci başlatması, arkasından Trump’ın, seçildikten hemen sonra R.T. Erdoğan’ı övmesi dikkat çekici gelişmelerdir.
16 Mart 2025 tarihinde Trump ile Erdoğan’ın yaptıkları telefon görüşmesi ile aralarında bazı konularda mutabakata vararak, 18 Mart’ta Ekrem İmamoğlu’nun(Eİ) diplomasını iptali, CHP’nin CB adayı Eİ’nin 19 Mart‘ta tutuklanması sürecini de birbirinden bağımsız gelişmeler olarak görmek ne kadar dorudur?
Bu durum bölgemizde ülkemizin de dahil olduğu henüz ayrıntısını bilmediğimiz yeni bir oyunun kurulduğunun ve kartların yeniden karılıp dağıtıldığının işaretleridir.
Ancak halkımız da henüz -terörsüz Türkiye- olarak pazarlanan bu sürece, henüz çok temkinli yaklaşmaktadır. Ülkemizde, DEM parti eş başkanının dikkat çektiği gibi, 40 yıllık PKK terörünün birdenbire bittiğinin ilan edilmesi, tüm Türkiye’de ve sokaklarda düğün /bayram sevinçle karşılanıp kutlanmamıştır.
Sanırım halkımız, bir Anadolu türküsündeki gibi , ‘düğün değil bayram değil, eniştem beni niye öptü?’ diye sormakta ve ihtiyatla bu sorunun yanıtını aramaktadır.
Önümüzdeki yazımızda, Trump ile Erdoğan arasındaki telefon ve gizli görüşmelerde bölgemizin ve Dünya’nın geleceği için -nasıl bir mutabakat çerçevesi - sağlanmış olabileceği konusunda tahmin ve görüşlerimi paylaşacağım.
Serdar ERKAN
8.07.2025
