JÖNK / İSMET TANLI

Tarih: 28.04.2020 22:00

Paralel Hayatlar

Facebook Twitter Linked-in

       Sibel düzgün bir ailenin ikinci çocuğu,benzi kumral,gözleri kehribar sarısı (daima umut veren).Türk musikisi heveslisi.Oturdukları siteden Attila adında bir oğlana bağlanmış,paylaşımlar kaçınılmaz,sevgide dahil.

Her gün beraberler,derinleşiyor herşey; çıkması zor olacak, fazla derinliklerde girdaplar var, vurgun yeme ihtimali yüksek.

İki kişilik yalnızlığa büründü-bürünecekler ama Sibel,Attila’nın beynindeki,travmalardan kaynaklı tsunamileri anlayamıyor ya da göremiyor hep geçmişin etkisi...Sevgisi gözlerinde perde oluşturmuş,bakar kör.Yaşları bir hayli genç (20’li yaşlardalar).

Bu çalkantılar arasında Attila bir ara yurt dışına gitti;sanki bir daha gelmeyecek gibi algıladı sibel (aslında öyle değildi),her gün buluşup görüşen iki insanın arasına mesafeye dayalı ayrılık ve onun reaksiyonu inançsızlık baş gösterdi.

Attila kısa bir süre sonra dönüp geldi, hâlâ seviyordu sibel’i,sibel’de onu ama galiba camları kırılmıştı ,kırılan camı yapıştırabilmek ne mümkün.

Duyguların seronomisi,birazda senfonik.

Sibel gitti hiç dengi olmayan farklı frekansın insanı olan biriyle hayatını birleştirdi,ikide çocuk yaptı üstelik. Çok sürmeden bitti herşey-evlilikte dahil.

Kendisini çocuklarına adamıştı; önceden sadece anneyken,şimdi her ikiside oldu (hem anne – hem baba).Savrulduğu bir kıyıda mücadelesini onurlu-gururlu bir şekilde veriyor. Ateş düştüğü yeri yakar,etrafındakileri sarartir.Ateşin düştüğü yerde şu anda sibel'in ta kendisi.

İnanç ve azim (anneliğin refleksleri)doğru ve dürüstlüğüyle kaçan hayatı yakalayacak (hesapta sorabilir bir yetkiliyede ulaşabilirse).

Attila’da evlendi çocuk yaptı, o da boşandı aynı dertten müzdarip; frekansların farklılığıydı sorun. Artık pişmanlık ve vicdan azabı arasındaki duygularda boğuşuyor.O da kaçan hayatı yakalayacak. Hayat çizgileri paralel; aynı olan bir noktaya götürüyor gizli güç . Sanki bir ortak noktada karşılaşacaklar, sonunu kimse bilemez. Belki de suç ortağı olacaklar,edindikleri tecrübeleri inkar edilemez.

Bütün mesele aslında; insanın insanı anlayabilmesi,insanın insana güvenebilmesi. Kendine (ailene- kardeşine-dostuna)yapılmasını istemediğin şeyi başkasına yapma refleksi temelli,üzmemeli kırmamalı.Onuda bir anne doğurdu ya da benim kardeşimi böyle bir girdapta çaresiz bıraksa biri ben razı olurmuyum samimiyeti olmalı.

O zaman,Tanrı seni çok sevecek daima ödüllendirecek; bu evlat artık dürüst bende ona gereğini yapacağım, bundan sonra dile benden ne dilersen diyecek.

İnsan herşeye rağmen,bütün kaçışlarında sadece kaçamadığı kendisidir.

İsmet Tanlı


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —