Bolu Kartalkaya’da yüreklerimizi dağlayan o dehşet anları... Kışkırtıcı soğuk havanın ortasında, bir otelin bacasından yükselen kara dumanlar gökyüzünü kapladığında, geride sadece kül değil; sorular, ihmaller ve hesaplar bıraktı. Yangınların sadece taşı, ahşabı ve demiri yakmadığını; insan ruhunu ve toplum vicdanını da karanlıklarla birlikte boğduğunu bir kez daha hatırladık.
Bir otel, sadece konaklama sağlayan bir bina değildir, misafirlerinin can ve mal güvenliğini kutsal bir emanete alır. Bu sorumluluğunda, Türk Borçlar Kanunu ve Yangın Yönetmeliği’nin o keskin hatları vardır ki, ihmali düşünmek dahi soğuk bir adaletsizliktir. Yangın sırasında ortaya çıkan ihmaller zinciri şu soruları beraberinde getiriyor: Yangın güvenlik sistemi nerede? Oteldeki yangın alarmlarının, duman dedekdörlerinin ve yangın söndürme sistemlerinin tam işlevselliği neden sağlanamadı? Yangın tahliye planı ve krize müdahale eğitimi almamış personelin varlığı, can kayıplarını ve zararlı neden artırdı? Yangının sebebi elektriksel bir arıza ya da bakımsızlıktan doğan bir hata mıydı?
Bu soruların yanıtı, hem toplumsal vicdanı hem de hukukun terazisini çok hassas bir dengeye taşıyacaktır.
Yangından zarar gören misafirler, maddi ve manevi kayıplarının telafisi için hukukun şefkatli kollarına başvurabilirler. Kaybolan kıyafet, elektronik eşya ve bavulların maddi değerleri, zarar görenler tarafından talep edilebilir. Dumandan etkilenme ya da yangından yaralanma gibi durumlarda tedavi masraflarının karşılanması da istenebilir. Bu tür felaketlerde yaşanan korku, travma ve stres; manevi tazminat taleplerinin temelini oluşturur. Yaşam kalitesinin etkilenmesi hukuki bir hak doğurur. Şeffaf bir incelemede otel yönetiminin hizmet kusuru bulunduğunda, zararlarınız daha kapsamlı bir tazminata dönüşebilir.
Zararınızı hukuki bir zemine taşımak için izlemeniz gereken adımlar vardır. Yangın sonrası fotoğraflar, videolar ve kayıplarınıza ilişkin faturaları saklayın. Yangının ihmal ya da kastın sonucunda meydana geldiği düşünülüyorsa, savcılığa suç duyurusunda bulunun. Maddi ve manevi zararlara ilişkin tazminat talebiniz, uzman bir avukat aracılığıyla yargıya taşınabilir. Otelin sigorta kapsamı, zararlarınızın telafisinde etkili olabilir. Bu, hukuki taleplerinizin önemli bir parçasıdır.
Bolu Kartalkaya Oteli yangını, sadece maddi kayıpların ötesinde toplumsal sorumluluğun ne kadar hayati olduğunu da gözler önüne seriyor. Adaletin şaşmayan terazisi, zarar görenlerin haklarını teslim etmeli; otel yönetimi ise gelecekteki felaketleri önlemek adına hatalarından ders çıkarmalıdır. İşte tam da burada, hukukun ve vicdanın kesişip bir noktaya ulaştığını görüyoruz. Bir yanda adaletin ışığı, diğer yanda sorumluluğun ağırlığı… Ve bizler, bu iki kavramın buluştuğu yerde daha güçlü bir toplum inşa edebiliriz.
"Adalet bir kutup yıldızı gibi yerinde durur ve geri kalan her şey onun etrafında döner." - Hz. Ali
Av. Duygu Sarı
2025 İstanbul
