JÖNK / İSMET TANLI

Tarih: 28.05.2022 14:06

'Korkularından Korkan Korkak'

Facebook Twitter Linked-in

Korku, dozajı abartılı olmaz ise, insanı başarıya da taşır...ama korkularından korkmak apayrı; korkma tam tersi bir inanış ve inatla hedefine kilitle kendini, inanmış insana her şey dümzüz yo...korkularından korkman, beynini sadece çırpınarak boğacak girdaba sürükler, sonra hep, yumurta mı tavuktan çıkar-tavuk mu yumurtadanlarda, en fazla med-cezir hayatlarda zayi...

“İdeal İnsan Yolda Bulunmaz İnşaa Edilir”

Hiç kimse dört dörtlük değildir. Dört dörtlükl, sadece Tanrı'ya has bir şeydir. İnsanoğlu, taşıdığı genetik mirasıyla dünyaya gelir ama dünyadan alabildikleriyle de kendi öz kültürünü oluşturur. Dört dörtlük olabilmek nemümkün, insana özgü bir şey değil dört dörtlük olabilmek . Ortak müşterek ve karşılıklı iyi niyete dayalı özveri, her yolun anahtarıdır.

Rota ve pusula, olmazsa olmazımız olmalıdır. Hedefine inanmış insanın karşısında hiç kimse duramaz. Rota hayallerimiz, pusulaysa değerlerimizdir. Oysa ki her şey bir hayalle başlamıştır, hedeflerine, kendi, hayallerle ulaşır insan…

Nehir, denize akar, deniz de okyanuslara... Korunmaya ihtiyacı olan tek canlıdır insan; dünyaya çıplak gelip te, kendini giydiği giysileriyle koruma telaşında olan. Öteki türlerde durum bayağı bideğişik; mesela Aslan'ın, doğuştan, derisi-kürkü vardır, giysiye gerek duymaz korunmak için. İnsanın sosyalliği de, ruh sağlığını korumaya yöneliktir / Aslan daha çok iç güdüsel. Yalnız gelerek, yalnız gittiğimiz bu yerde, yapayalnızlardan kaçabilmek içindir ki, yallnızlıkları da paylaşabilme hevesimiz. Birlik ve beraberlklerle yaratılır sinerji, yalnız insan merdivendir hiç bir yere ulaşamayan...

İşte, ‘Saudade’dir kavuşamayacağımızı bildiğimiz kişiye karşı duyulan derin özlemin adı...

O iyi insan, hazır bu dünyaya gelmişken, bu dünyada daha çok kendi cennetini yaratmak gayretinde (öteki taraf bilinmezlikler içeriyor)… İnsanlar, onu kendi cehennemlerinin kıyısına çekerek, sadece korkularından korkan bir korkağa dönüştürdüler; Ayhan şu anda 60'lı yaşlarda, adamcağızın en kutsalı (-tabiki de herkes gibi) çekirdek ailesi, yani 2 kız, bir oğlan ve annlerinden oluşan bireyler topluluğu. Ayriyeten de Ayhan şu anda eşi ve çocuklarından 500 km uzakta, paramparça olmuş bir hayatın tanığı-şahiti-yargılayıcısı, yani her birşeyi...Teknolojik gelişmeler, internet vs, 80'lerde gençliğini geçirmiş birini, 2 binlerde, büyük adaptasyon sorunu sürecine soktu. Birde aslında, bu teknolojik gelişmelerle , dünyanın ne kadar da küçük olduğu ortaya çıktı; eski nesildeki erkeklerin kadınlara olan, baskıcı, anlayışsızlıklarla dolu yarattıkları travmalar da gün gibi ortaya çıkararak, kadının bir anda kabuk değiştirmesine neden oldu, hiç te istenilmeyen sosyal patlamalar da peşi sıra... Halbu ki her canlının bir annesidir ki kadın, kadın sevgilidir, aşık eden, aşkının büyüklüğüyle dünyaların değişmesine sebep olan bir devrimin görünmez komutanı-kaptanıdır kadın, insanı adam yapandır kadın... İnsanlar sevmeyi bilmiyor-herkes sevilme derdinde.

Rasyonel çağdaşlıkla, özverili-inançlı-empatik anlayışlarla,; O, coğrafyası farklı, kimyası farklı, fiziği farklı, genleri bambaşka olanı, en güzele taşımak, yine sende be Adam. Sevgiyle aşkla olan her dokunuş sihirlilik taşır, olmayacağı da oldurur. Ölümsüzlüğe pencere açar.

İbni Haldun, her ne kadar; “Coğrafya kaderdir “ demiş olsa da, Bundan Sonra Korkularından Korkan En Korkaktır.

İsmet Tanlı


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —