DOÇ.DR.CENGİS T. ASİLTÜRK


Kısa Filmler

Filmlerimin peşinden şehir şehir, ülke ülke, festival festival koştuğum şu heyecan dolu altın günlerim... Uzaklardan gelen güzel haberler... ... Ankara Film Festivali kapsamında, TRT’nin yaptığı Kısa Filmciler isimli televizyon pro


          Bir kısa film izledim. Eski bir kısa filmci olarak, zihnim zamanda yolculuğa çıktı ister istemez...

      Eski bir zamanda kalmış o yitik hazinenin bulunduğu mahzenin kapısına yaklaştığım duygusuyla heyecan duydum.

      Kendi kısa filmcilik günlerime gittim, o kutsal hazinenin bulunduğu odanın kapısına...

      Sinema Okulunda başlayan olağanüstü serüven! İlk Filmim: Özgürlük Tutkusu...

      Diğer kısa filmler: Hikâye Anlatıcısı... Düş Akıntıları... Esrime... Büyülü Günlerimiz... Komik Ölüler Ülkesi... Ateşe Pervane Olan Kelebekler… Göz… Aşkın Cenaze Töreni...

      Filmlerimin peşinden şehir şehir, ülke ülke, festival festival koştuğum şu heyecan dolu altın günlerim...

      Uzaklardan gelen güzel haberler...

      ...

     Ankara Film Festivali kapsamında, TRT’nin yaptığı Kısa Filmciler isimli televizyon programında yaptığım Kısa Film - Kısa Şiir başlıklı tanımlamayı ve konuşmayı hatırladım şu an...

     18 yaşındaydım. Kısa filmcilerin en genci...

     Size inanıp yola çıkmış oyuncuların, kameramanın, kurgucunun, daha başka sizi seven özel insanların, filminiz üzerinizden duyduğu büyük heyecan...

     Böylesine güzel bir dünyanın içinden geçer, her kısa filmci ya da kısa film yönetmeni.

     Filmiyle beraber akar içi, kalbi, zihni. Filmler kısa, umutlar ve hayaller uzundur...

     Birden bire aklıma, “bir uzun filmim olmadı, ama Uzun Metraj adında bir kısa filmim oldu” diyen bir kısa film yönetmeninin sözleri geliyor.

    Hoşluk dolu bir anı...

    Kısa film nedir?

    Kütahya’nın Tavşanlı köyünde kurduğu film yapma hayallerini dünya ölçeğine taşıyan düş ustası Ahmet Uluçay’ın o televizyon programındaki saf, naif, içtenlik dolu sözlerini hiçbir zaman unutmadım: “Ülkemizde kısa film, uzun metraj film çekmek isteyip de maddi olanaklar nedeniyle uzun metraj film çekemeyen yönetmenlerin çektiği filmlere denir.”

    Gülümsemiştik...

    İçime dönüp bakmıştım. Hatta içimdeki o on sekiz yaşındaki kısa film yönetmeni Cengis Asiltürk başını göğsümden dışarıya uzatarak kendi yüzüne bakmıştı.

    Evet; Ahmet Uluçay son derece ciddiydi.

    Söz konusu televizyon programından hemen önce ilk kısa filmini Ankara Film Festivali kapsamında izlediğimiz, daha sonra birçok uzun metrajlı film çekecek olan Mustafa Altıoklar’ın tanımı bilimseldi: “Kısa film; çarpıcı bir konunun, çarpıcı bir biçimde, olabilecek en kısa sürede anlatıldığı filmdir.”

   Aslında iki tür kısa film var. Bunlardan ilki Mustafa Altıoklar’ın tanımladığı “gerçekten kısa filmler”, öteki Ahmet Uluçay’ın tanımladığı “uzun filmin kısaltılmış olarak çekildiği kısa filmler.”

   Ben kısa filmciliğim sürecinde hep Ahmet Uluçay’ın dikkat çektiği kanatta bulundum. Hem benim çektiğim kısa filmler hem de birçok kısa film yönetmeni tarafından çekilen filmler aslında uzun metraj olarak çekilebilecek konuların kısaltılarak çekildiği filmlerdi.

   Hikâye anlatma biçiminin şimdilik en gelişmiş yöntemi olan film, kimi zaman tecimsel değere sahip meta, kimi zaman bir sanat yapıtı olarak değerlendirilir. Kurgu, altlıklar üzerinde hareket ettirilen kamera, mekânlar, vinçler, sinematik görsel işitsel yeniliklerin yaratılmasına olanak veren cihazlar, ışık, renk, aksesuar, özetle teknolojik yenilikler, neredeyse yeniliklerin bulunuşuyla eşzamanlı olarak sinemada kullanılageldi. Kaldı ki, sinemanın kendisi en ilginç buluşlardan biri.

   Lumière Kardeşlerin Bir Trenin Chotat Garına Gelişi adlı filmini 28 Aralık 1895’te izleyenlerden (ilk sinema izleyicisi sayılan 35 kişiden) kimilerinin perdeye yansıtılan trenden korkarak sandalyelerin altına gizlendiği anlatılır.

   Bu örnek, insan zihninin teknolojik buluşları ilkin kolay kabullenemediği bilgisini vermesi açısından ilginçtir.

   Lumièreler’in bu gösteriminden etkilenen tiyatrocu Méliés, film kamerası satın almak istediğinde, Baba Lumière, sinemanın (en azından Hollywood’da) böylesine büyük bir sanayi kolu olma sürecine tanıklık eden günümüz insanını şaşırtacak bir yanıt verdi: “Bu buluş satılık değil... Bu olumsuz yanıtım için bana teşekkür borçlusunuz delikanlı. Eğer onu size satsaydım iflasınıza yol açardı!”

    Cinématographeın patentini 1900 yılında Pathé’ye satacak olan August Lumière ise, Méliés’in teklifine olumsuz yanıt verirken, sinemanın geleceği hakkında babasından çok daha kötümserdi: “Buluşumuz bir süre için bilimsel bir merak uğruna kullanılabilir. Bunun dışında onun tecimsel bir değeri yoktur!”

   İlk kısa filmcilerin bu düşüncelerine aldırmayan Méliés, İngiltere’de yaşayan William Paul’in bioscopunu satın alıp sinemanın sanat haline gelmesini sağlayan önemli kısa filmcilerden oldu. Sinema, bugün de kullanılmakta olan birçok dil tekniğini Méliés’e borçludur.

   Onun, sinema sanatının ruhunu, daha ilk günlerde sarsılmaz bir inançla kavradığını, şu sözünden anlıyoruz: “Sinemada sözün hiçbir değeri yoktur, ama devinim her şey demektir.”

   İnsanlığa hikâye anlatma arzusu duyan kısa filmcilerin film çekerken öncelikle görsel bir sanat yaptığını unutmaması gerekir. Sinema hareketli görüntülerle, film dilinin grameriyle (görüntü dizimiyle) hikâye anlatılan bir sanatıdır.

    Hikâye anlatmayan deneysel filmler yok mu, var... Onlar, video klip etkisinden başka bir iz bırakmıyor insan belleğinde.

cengis-asilturk          

            Cengis T.Asiltürk

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı Adana’da görkemli bir şekilde kutlandı

Milli Eğitim Bakanı Tekin: "Öğretmen atama sayılarını bu hafta içerisinde açıklayacağız"

İlber Ortaylı bindiği uçakta rahatsızlandı!

ÇGC’den 23 Nisan kutlaması

ÇGC’den 23 Nisan kutlaması

İsa Kayadan : ‘’ Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir ‘’

Adem Boğa: "Millet Olarak Çocuklarımıza Borçluyuz"

BAŞKAN SOYLU'NDAN 23 NİSAN BAYRAMI MESAJI!

E- Ticarette ‘Biz De Varız’

BAŞKAN TEKİN, “ 23 NİSAN, BAĞIMSIZLIK ARZUSUNA DAYALI BİR CUMHURİYETİN, MÜCEVHER GİBİ PARLADIĞI BİR TARİHTİR”

LİG TABLOSU

Takım O G M B Av P
1.Galatasaray 33 29 1 3 56 90
2.Fenerbahçe 33 27 1 5 57 86
3.Trabzonspor 33 17 12 4 13 55
4.Beşiktaş 33 15 12 6 6 51
5.İstanbul Başakşehir 33 14 12 7 6 49
6.Rizespor 33 14 13 6 -6 48
7.Kasımpaşa 33 13 13 7 -4 46
8.Antalyaspor 33 11 10 12 0 45
9.Alanyaspor 33 11 10 12 -3 45
10.Sivasspor 33 11 10 12 -5 45
11.Adana Demirspor 33 9 10 14 5 41
12.Samsunspor 33 10 14 9 -6 39
13.Ankaragücü 33 8 12 13 -3 37
14.Kayserispor 33 10 13 10 -10 37
15.Konyaspor 33 8 13 12 -13 36
16.Gazişehir Gaziantep 33 9 17 7 -13 34
17.Fatih Karagümrük 33 8 16 9 -5 33
18.Hatayspor 33 7 14 12 -9 33
19.Pendikspor 33 7 17 9 -31 30
20.İstanbulspor 33 4 22 7 -35 16

YAZARLAR