JÖNK / İSMET TANLI

Tarih: 03.09.2022 14:38

İnsanı Çıkar Burası Cennetin Ta Kendisi…

Facebook Twitter Linked-in

Tanrının yarattığı 10 milyona yakın türden sadece birisidir insan…bu türler arasında yakıp yıkan en tehlikeli olanı…

'İnsanı tabiattan çıkarınca, diğer türler için her yer cennet'

Sadece insandır, Tabiat Ana’yı daima karşısına alan, onu daima üzen, sabrını zorlayan, ve nihayetinde de, Tabiat Ana’nın o görünmez ellerinden tokatı da yiyen…

Tabiat Ana, bu gidişatın sonunda, kuraklıkla gelecek-depremlerle gelecek, artık üst akıl denen şey (devlet ya da aydınlar), bu gidaşata (önce kendileri örneklikler oluşturarak) dur demeliler...

İnsanoğlu eşit-adaletli-dürüst olsa, (tabi ki de sevgi-saygı temelinde), cennette burası-cehennemde. O bilge kişilerdir ki, hayatın idrakinde olup ta kendi dünyasını kendi içinde hep cennete çevirebilen.

Ölüm, tabiatta, saati-vakti bilinmeyen bir olgudur, anını en güzel, en dolu, en iyilik vari paylaşımlarla süslemeyebilmeli insan. (Her ne kadar, biri yumak yumak sevgiler örüyorken / öteki de, o örülü sevgileri paramparça ederek tüketiyor olsa da…) Bütün dünya (-bu belki zor ama insan inandıktan sonra daima zoru başarandır) aynı eğilimde olamadıkça, her tarafıyla ayrı ayrı cennet olan yeryüzünü cehennem ızdıraplarından kurtaramayacağı da  hakikattir.

Şimdilerde (bu dijital yalanlarla kandırıldığımız bir dönemde) o eski korkusuz insanların da nesli tükendi. Zaten ideoljiler de artık sahte kılıflarla insanın nabzına göre arz ediliyor. Mesela sol: ‘Solculuk kendisi için hiçbir şey istemeyip te hiç tanımadığı insanların insanca yaşayabilmesi için ortaya serilen bir mücadeleydi’. Nazım hiç tanımadığı insanlar için şiirleriyle en muhalif rüzgarları estirir ve hayatını hiçe sayardı (kendisi için asla değil, hep o ezilenlerin eşitliği içindi mücadelesi). Şimdilerde o eski ideolojik insanlar (sağı da- solu da aynı) onca yaptıkları mücadelelerden sonra, her biri tanınmış iş insanı ve en büyük kapitalist, artık paralar da onların tanrıları. Artık her şey tüketime dönük bir aymazlık içeriside eriyip gidiyor.

“Durup ta hayatımı temaşa ettigimde gözümün önünden geçen filmler artık tam bir festivallik”

Bir tarafta hayatımın bin bir faili, diğer taraftaysa, aklımın terazilerinde hep ağır basan, o güzellikler kraliçesi-O bir çift güzel göz (- ki hep beni, kendi vicdanımıın tam ortasında ki bir yerlerden izleyip, izleyip duran), galiba o bir çift güzel göz benim vicdanım-benim boy aynam-benim en güzel yanım,..yani her şeyim 'O bir çift güzel göz'...

“İnsan, bazen de genlerinin günahına kurban gidebiliyor”

Saf alman sarı germen ırkına tabi anne ve baba, çocuklarını, zifiri siyah bir zenci bebek olarak dünyaya getirdi, ihanet-aldatılma şüpheleriyle birlikte bilimsel çözüm olan DNA testine gidilmesi de, Alman zencisi bebeğin  annesinin atalarında zencilik olduğunu ortaya koymuş olduğunda, bebeğin babasıyla birlikte kamuoyu da rahatlamış oldu. İşte hayat sanki bazen de yüzyıllar evvelinden devreden genetik ve sosyokültürel bakiyelerden ibaret .

İşte hal-i pür melal-i ; hayatı sadece tüketmeye odaklı insanlarla, her şey çok zor. Onlarla asla yol alınamaz. İnsanı daha da kabuğuna çekiyor, bu tüketim manyaklığında ki bireyler. Neticede; sevdiklerinle daralttığın çemberde, kendi cennetinde ömür denen şeyi tamamlayabilmeye hükmettiriyorlar  (-başarabilene).

Sorumlu olanlar, öyleyse artık ,yaratılmış 10 milyon türden biri olan insanı, işine geldiği gibi (asalaklaştırmadan) yalanları-yanlışları zerk etme, çünkü aynı gemide ki zincirlerin halkalarıyız,onu dorğrularla donat, şayet sen aydınsan-sen büyüksen (öyleyse büyüklüğünü göster) bu gün ona yarın bana. Artık bence bu kadarı da yeter.

İsmet Tanlı


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —