DOÇ.DR.CENGİS T. ASİLTÜRK


GÜNEŞLİ YAĞMURLAR KENTİ

Üzerinde 1995 yılından beri çalıştığım SURET adlı romanım yayınlandı. Büyük bir ödüle de layık bulundu. Böyle bir dönemimde ÖLÜYAPRAK VURUŞU ya da SİMURG adlı senaryolardan birini filme alamamış olmaktan duyduğum acıdan


                GÜNEŞLİ YAĞMURLAR KENTİ

        İstanbul'un Kayıp Rüyası fimini çekmeye hazırlandığım şu sıralar...

        İnsan kendinden ne kadar uzağa gidebilir? 

      ' Bir sanat eseri/yapıtı ortaya koyduğunuz zaman mı önemli bir şey yapmış olursunuz, yoksa insanlar yaptığınız o şeyi takdir ettikleri, sizden söz ettikleri zaman mı?

      Bana göre ilki daha önemli...

      Tamamladığım bir film de olsa, roman da olsa, onu yaptığımı, istediğim ve tasarladığım nitelikte bir eser yarattığımı görmem insanların beni takdir etmesinden çok daha büyük bir mutluluk ve coşku vermiştir bana. Bu, çocukluğumdan beri böyle oldu... Ev ödevimi içime sinecek kadar iyi yapmışsam, bu benim için öğretmenin 'aferin' demesinden daha önemliydi... Öğretmenimizin 'aferin' demesi yabana atılacak bir ödül olmasa da...

       Şimdi bunları niçin yazıyorum?

       Sevincimi, mutluluğumu, duyduğum kıvancı bu yazıyı okuyacak birkaç kişiyle paylaşmak için.

       Mutluluğumun nedenine gelince...

       Üzerinde 1995 yılından beri çalıştığım SURET adlı romanım yayınlandı. Büyük bir ödüle de layık bulundu. Böyle bir dönemimde ÖLÜYAPRAK VURUŞU ya da SİMURG adlı senaryolardan birini filme alamamış olmaktan duyduğum acıdan kısmen kurtulur gibi oldum... Hep böyle oluyor... Hep, bir yandan mutluluk, öbür yanda derin bir acı... Karamsarlık filan...

       Sanki bizlere yasaklanmış bir alanı var hayatın... Orası sinema setine çıkacak geçit ve orası gerçekten de yasak! Niçin?

       Neyse...

       Şimdi bunları niçin yazıyorum? Biliyorum bunu...

       Bugün bir TV kanalı benimle söyleşi yapıtı. Romanlar... Filmler... Bilimsel çalışmalar... Buradakilere benzer şeyler söyledim orada...

      -Niçin yazıyorsun? Niçin film çekiyorum?

       Buna benzer sorular soruldu! Hep böyle olmuştur. 'Niçin yazıyorsun' diye sorarlar hep.

      'Niçin yazıyorum gerçekten?'

      Başkaları gibi ben de bir şeyler uydurdum işte o anda, kameralar çalışıyor diye, fazla beklemeden...

      Emin olduğum tek ipe-sapa gelir şey şu: 'Kafamda, kalbimde, içimde hep yazmakla, hikâye anlatmakla görevlendirilmiş olduğum duygusu oldu, ben hayatım boyunca bu duyguyla yaşadım' sanırım. Doğru olan bu... İşte bundan gerçekten eminim... 'Adana' dedim... 'Çocukluğum' dedim... 'İlkgençliğim, Adana ve oradan kopuşum' dedim...

      Yitik bir zamanın peşinde hep... Adana, çocukluğumuz, ailem, yitirilmiş bir zamanı yeniden bulmaya, kurmaya çabalamaktan, kendimi bir yere ait hissedememekten, yersiz-yurtsuz kalmışlıktan, kendimi hayatın bir yerine konumlandıramamaktan başka nedir yazmamın ya da film çekmemin nedeni? Dünyanın en güzel, aslında en özel kenti Adana... Dünyanın hiçbir yerinde o kentteki kadar kış ışığı, yaz parlaklığı, bahar renkleri bulunamaz. Resim güzeldir daima, renkler aykırı ve güzeldir, her şey ilk aşk kadar saftır, oraya dair anımsanan her şey çok daha güzeldir düşlerimizde...

      Sokaklar limon ve portakal çiçeği kokar... Anıların da kokuları vardır... Anıların kokuları vardır... Ölüyaprak Vuruşu romanındaki gibi anıların kokuları...

      Suret romanındaki otel daha fazla küf ve nem kokar, çocukluğumun derebeyi konağı gibi...

      Romanlarımın önemsendiğini biliyorum... Bunu yaşıyorum... Bunu okuyucularım cömertçe yaşatıyor bana...

     -Bundan sonraki romanınız ne üzerine olacak?

      Evet böyle sorular sorulur çoklukla... 'Ne üzerine?' Bayılır televizyonlar böyle sorular sormaya? 'Ne üzerine?'

      Şöyle bir soru daha doğru bir soru olur aslında: 'Adana: Güneşliyağmurlarkenti... Güney... Akdeniz.... Portakal ve limon çiçeği kokan sokaklarda yitip gitmiş zamanlarını nasıl göreceğiz, görebilecek miyiz, daha doğrusu gizlemiş olacak mısınız başka dünyaların panoramaları içine İstanbul'un Kayıp Rüyası filminde?'

      Böyle bir soru doğru bir soru olurdu muhakkak.

     'İnsan kendinden ne kadar uzağa gidebilir?'

      Sanırım doğru bir soru/cevap olabilir bu...

cengisasilturk              

Cengis T.Asiltürk

18 ilden 400 satranç sporcusu Adana’da yarıştı

Minikler 23 Nisan’da gondolla gezdi

Yalana ve şantaja asla boyun eğmeyeceğiz.

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı Adana’da görkemli bir şekilde kutlandı

Milli Eğitim Bakanı Tekin: "Öğretmen atama sayılarını bu hafta içerisinde açıklayacağız"

İlber Ortaylı bindiği uçakta rahatsızlandı!

ÇGC’den 23 Nisan kutlaması

ÇGC’den 23 Nisan kutlaması

İsa Kayadan : ‘’ Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir ‘’

Adem Boğa: "Millet Olarak Çocuklarımıza Borçluyuz"

LİG TABLOSU

Takım O G M B Av P
1.Galatasaray 33 29 1 3 56 90
2.Fenerbahçe 33 27 1 5 57 86
3.Trabzonspor 33 17 12 4 13 55
4.Beşiktaş 33 15 12 6 6 51
5.İstanbul Başakşehir 33 14 12 7 6 49
6.Rizespor 33 14 13 6 -6 48
7.Kasımpaşa 33 13 13 7 -4 46
8.Antalyaspor 33 11 10 12 0 45
9.Alanyaspor 33 11 10 12 -3 45
10.Sivasspor 33 11 10 12 -5 45
11.Adana Demirspor 33 9 10 14 5 41
12.Samsunspor 33 10 14 9 -6 39
13.Ankaragücü 33 8 12 13 -3 37
14.Kayserispor 33 10 13 10 -10 37
15.Konyaspor 33 8 13 12 -13 36
16.Gazişehir Gaziantep 33 9 17 7 -13 34
17.Fatih Karagümrük 33 8 16 9 -5 33
18.Hatayspor 33 7 14 12 -9 33
19.Pendikspor 33 7 17 9 -31 30
20.İstanbulspor 33 4 22 7 -35 16

YAZARLAR