Son 31 Mart yerel seçimlerinin üzerinden hemen hemen 6 ay geçti. Biliyorsunuz bu seçimlerde CHP ve Millet İttifakı özellikle Türkiyenin büyük Metropollerinde büyük seçim zaferleri elde etti.
Şu an İstanbul, Ankara, İzmir, Mersin, Hatay, Antalya, Eskişehir gibi büyük ve önemli şehirleri CHP li Başkanlar yönetiyor. Adana’ dada yönetim el değiştirdi. Öncelikle parti gözetmeksizin seçimleri kazanan göreve yeni başlayan başkanlara başarılar dileriz.
Uzun yıllardır Almanyada , dışarda yaşayan ama topraklarından kopmamaya çalışan , Almanyada bir şehir İdaresinin Gençlik, Sosyal ve Uyum Dairesinde Sosyal Pedagog-Danışman Uzman bir memur olarak çalışan, Sosyal demokrat Partinin Hamm-Heessen Belediye Meclisi Üyesi ve bir Adana’ lı Gazeteci gözüyle Adana, onun potansiyeli, insan gücü, zengin kültürü, şansı üzerine bir şeyler yazmak istiyorum;
Adana birçok yönüyle ayrıcalıkları olan, kültür- sanat dünyasıyla ve bereketli topraklarıyla bilinen güzel ama ihmal edilmiş bu potansiyelini çeşitli nedenlerle fazla kullanamayan bir şehirdir.
Şehirlerin kimlikleri olması lazım. Belediyeler götürdükleri birbirinden değerli hizmetlerle şehirde yaşayan insanların mutlu, huzurlu olmasını sağlamalıdırlar. Kusura bakmayın ama Adana’ ya bakıyoruz Adana Kebabı, Şalgam ve Bicibicinin dışında fazla bir şey yok gibi.
Türkiyede insanların büyük bir çoğunluğu şehirlerde yaşamaktadır.
İnsan şehirde yaşar, şehirde ölür.Türkiye‘ de Şehir olamamış bir çok yerleşim merkezi vardır ama şehir diye geçen. Şehirler insanların maddi manevi ihtiyaçlarını da karşıladığı bir kültür, sanat, fikir, spor, ilim, sanat merkezidirler.
Burasıyla yani Almanyayla kıyaslamak istemiyorum ama Türkiyedeki yerleşim merkezlerinin çoğu toplum olamamış insan kalabalıklarının yaşadığı, şehir olamamış büyük köylerdir.
Bir ülkeyi, yaşanabilir yapan şeylerden biriside kuralların, yasaların işlemesi herekese eşit uygulanmasıdır. Almanyayı düzen ülkesi yapan kuralların işlemesi ve yetişmiş insan gücüdür.
Şehir insan hayatının en önemli parçalarından birisidir ve insanın varoluşunu hissettiği yerdir, meydandır.
Kırsalda, köylerde yaşayan insanların şehre indikleri zamanki yüz ifadeleri farklıdır. Bugün Anadoludan, Taşradan İstanbula ilk defa giden insan heyecanlıdır, mutlu ama şaşkındırda. Şehirler insana bambaşka bir hava verir. .
Türkiye hem jeopolitik hem iklimsel hemde kültürlerin çok çeşitliliği nedeniyle şanslıdır. Ama bir coğrafyayı güzel yaşanılabilir kılmak için tek bunlar yetmiyor
Bunlara şehirleri yöneten uzman kadroları, adil yönetcileri, demokrasi, eşit hakları, bölgelere eşit hizmetler götürmeyide eklemeliyiz.
Şehirleri şehir yapan ve sakinlerini birleştiren, onlara ‘’ biz’’ kimliğini, duygusunu, aidiyatını veren nesnelerde önemlidir. Bunun için önemli tarihi kişilikler, anıtlar, sanat, kültür ve spor dalları biçilmiş kaftanlardır.
Örneğin Almanyanın Başkenti Berlini simgeleyen Brandenburg kapısı, Paris’ teki Şanzelize, Newyork’ taki Özgürlük anıtı, Köln’ deki 500 yıllık Katedral bunlara birer örnek simgelerdir.
Tekrar Adana’ ya dönecek olursak Adana’ da Büyüksaat Kulesi ve ismine bile tahammül edilmeyen ülkenin kurucusu bir devlet adamının ismini yaşatan Atatürk parkından başka simge bir yapıt, eser yok.
Adana’nın artılarını yukarda yazdım eksilerine gelecek olursak çarpık yerleşme, kontrol ve yönlendirilemeyen savaş bölgelerinden getirilen insanlar yani müthiş göç, eski şehir merkezinde dörtyol, çakmak caddesi, abidinpaşa caddesi, obalar caddesi, kuruköprü, yeniköprü civarındaki Hindistan Kalkuttayı andıran kaotik trafik .
