DOÇ.DR.CENGİS T. ASİLTÜRK


BİZİM KEDİ NAİFE... (26 Şubat 2011 - İstanbul)

Bu hayvanlar gecekondu semtlerinde çoğu zaman aç açıkta kalır; itilir, kakılır, taşlanıp yaralanır. Biraz şanslı olanları sığınacak bir ev bulur. Bu sefer de hiçbir şeyi beğenmez olurlar. Doğar doğmaz yakalarına yapışan açlık


          Yo! Öyle değil işte!

      Sokak kedisi deyip geçemezsiniz.

       Bir de hayatınızı kökten etkilemişse bu hayvan, hiç öyle diyemezsiniz. Sokak kedisi diye küçümsediğiniz o hayvan, kasap dükkânlarının önünde gün boyu kuyruk sallama marifetiyle Orhan Veli şiirlerine bile girmeyi başarmıştır...

       Bu hayvanlar gecekondu semtlerinde çoğu zaman aç açıkta kalır; itilir, kakılır, taşlanıp yaralanır. Biraz şanslı olanları sığınacak bir ev bulur. Bu sefer de hiçbir şeyi beğenmez olurlar.

       Doğar doğmaz yakalarına yapışan açlık bilinçaltlarına işlemiştir çünkü. Kışın sıcak bir evin penceresinden sokağı izlerken, başıboş dolaşan arkadaşlarının haline üzülmezler de, onları bir kibirle izlerler.

       Sahiplerinden kurtulup da bir araya gelebilseler, yağlı bir kapıda neler yaşamaktadırlar onlara anlatacakları sokak kedilerine.

       Bu kesimden ya da o kesimden, kedilerin çoğunun hayat hikâyesi anlatılmaya değerdir. Örneğin, benim kedim Naife’ninki... Sekiz on yıl kadar önce eylülün ortasında Naife, henüz böyle bir adı olmadığı zamanlarda, kapıma geldiğinde; Başkentteki, ömür boyu iş güvencesi taahhüt eden kurumdan henüz istifa ederek, geleceğe yönelik belirsizlikler taşıyan yeni işime başlamak için İstanbul’a gelmiştim. İnsanın bir işinin olması önemlidir fakat bu her şeyden de önemli değildir. Çünkü ben yerleşik hayatın peşine düşmüştüm. Evinde kedi beslemek yerleşik hayatın, dolayısıyla da uygarlığın bir göstergesi kabul edilegelmiştir. Doğrudur.

       Evde bir kedi varsa, insanın boynuna kement vurulmuştur. Böylesi insanları yönetmek de, kararlar verilirken onların rızalarını almak da çok kolaydır. İnsan için olduğu kadar hayvanlar için de doğduğu topraklar haricinde yaşayacağı yer başka bir yerdir. Köklerinden kopmaya gör, dünya sürgün yeri olur.

       İstanbul kendi yerlisini tüketmiş bir kentti! Ruhu çalınmış gibidir o yüzden. Buradaki gecekondu mahallelerinde denizden uzakta doğduğu, hatta denizi yirmili yaşlarında gördüğü gözlerindeki fersizlikten anlaşılabilenler dahi, henüz üç kuşaktır buralarda yaşadıkları halde, çekinmeden kendilerini İstanbullu diye tanıtıyorlardı. Onlara bıyık altı gülüyordum. Yerleşik hayata geçiş o kadar basit, o kadar köksüz bir şey değildir.

        Neyse...

        Kendilerinin bileceği iş!

        Hikâyesini anlatacağım kedi beni bulmadan önceki hayatını muhtemelen o insanların yaşadıkları semtlerde geçirmişti, çünkü etrafına merakla bakınıyordu. İstanbul’a geldiğim ilk günlerde ben de öyleydim. İnsanların daha dünyevi, daha yaşamsever, dolayısıyla eğlenceli bir hayatın içinden geçtiği Akdeniz kıyılarından gelip aylarca kara kışa teslim olan başkentte uzun yıllar geçirmiş biri, İstanbul’un güzelliği karşısındaki şaşkınlıktan kolay kurtulamaz.

        İstanbul’da kısa kışlar geçireceğim umuduyla mutluydum. Kazın ayağı öyle değilmiş işte. Mevsimine göre epeyce erken başlayan kış, deyim yerindeyse insanı canından bezdirdi.

        İstanbullu sürekli şikâyet halindeydi. Rüzgâr, fırtına, yağmur derken, sonbahar yarı olmadan bir sabah aniden kar yağmaya başladı. Yıllardır büyük bir titizlikle kurduğum yalnızlık düzenimi alt-üst edecek sokak kedisi de işte o karlı günde hayatıma girdi. Annesi nereden ziftleneceği konusunda onu mücadeleye iyi hazırlamıştı. Girdiği her ortamda en varsıl olana göz koyması annesi tarafından sıkı sıkı tembih edilmiş kızlar gibiydi, Naife adını verdiğimiz bu kedi...

        Ayazağa köyünde içerlek bir yerden iki yüz metre karelik bir arsa alıp içine prefabrik villa diktirmiştim. Villanın yakınlarında gecekondu ve apartman olmadığı için epey sakin bir hayat yaşıyordum. Domatesimi, patlıcanımı, mısırımı, salatalığımı kendi bahçemde ellerimle yetiştiriyordum. O karlı sabah bir süre camın önüne oturup bahçeyi izledim. Kar lapa lapa yağıyordu. Kahvemi içerken Akdeniz sahillerine özlem duyuyordum. O an bir miyavlama sesi duydum. Kulak kabarttım. Duyduğum ses bir kedi miyavlaması değildi de adeta bir insan yakarısıydı. “Merriyavvv! Merriyavvv!”

         Kapıya koştum. Kapıyı açtığım anda, bir sokak kedisiyle göz göze geldik. Gözlerini kırparak tekrar miyavladı. Bakmıyor da, beni içeri al diye yalvarıyordu. Yolunu şaşırmış bir hali vardı. Açlıktan derisi kemiklerine yapışmıştı. Aylardır beslendiği bir evden kovulmuş olabilirdi.

         Kendime büyük zararlar verme pahasına, başkalarına iyilikler yapmakta üstüme yoktur. Hastalıklı, bitli, kaşıntılı, siniri bozulmuş olma ihtimallerini düşünsem de, onu içeri çağırdım. Bir nazlandı, bir döndü, bir mırıldadı. Muhtemelen çağrıldığı her eve girerken böyle yapıyordu.

          Bunların gururuna en az düşkün olanları, gururuna en düşkünmüş gibi bir havaya bürünmekte tereddüt etmez. Oysa gururun kırıntısını bile taşımadıklarını, iyi bir göz kolaylıkla görür.

         “Gir hadi gir, Arsız!”

          Açlıktan, hastalıktan gebermek üzere olsa da, kuyruğu dik tutma konusunda rahatsız edici bir tavra sahipti. Yiyecek ihtiyacı yokmuş gibi, üşümüyormuş gibi, hasta değilmiş gibi yapmaya özen gösteriyordu. Oynuyordu fallik, ama oyununu anlıyordum. Yapmam gereken, tekmeyi kıçına basmaktı, ama işte nutkum tutulmuştu. İnsanın vicdanı kösteği olur bazen..

          Böylelerine aldanmamalı! İnsandan misal çıkaralım; gururuna düşkün insan gururuna düşkün olduğunu gözünüze sokmaya kalkışmaz. Sadece gururuna düşkündür. Bunu, birlikte yaşadığınız süreçte anlayabilirsiniz.

          Kediler de öyle, hatta tüm hayvanlar da... Eğer gururuna düşkünse, gururuna düşkünmüş gibi yapmaz, gururuna düşkün bir biçimde yaşar.

          Her insan gibi ben de hayatım boyunca doğru-yanlış birçok söz etmişimdir.

         “Gir hadi gir, Arsız” sözüm kadar hiçbiri beni pişman etmemiştir. Eve almaz olaydım! Hadi eve aldın, hayatında niçin o kadar yer verirsin?

          Komik olsun diye adını Naife koymuştum. Her davranışıyla adıyla müsemma durum ortaya çıkarttı. Onu gören arkadaşlar, “Kış kıyamette bu uyuzu eve alman insani davranıştır, ama kedi besleyecektin madem, niçin hayvan dükkânından eğitimli, temiz, aşısı yapılmış bir tane almadın” dediler.

          Aslında çoğu insan sorunsuz bir kedisi olsun ister. Ben zamanının önemli bir kısmını sorunlu insanlarla çarçur eden biri olarak hayvanların da sorunlusuyla uğraşmaktan bir keyif alıyordum galiba. Bunu arkadaşlarıma itiraf ettim. “Tımarhanelik delisin” dediler.

          Naife, görüntü olarak dişiydi, ama erkek kedileri andırıyordu. Tüylerinde sigara, çay, ay çekirdeği yağı karışımı boğucu bir koku yaydı. Bazen kendi kendine konuşur gibi mırıltı çıkartıyordu. Bir arkadaşım, “Bunlar konuşur” dedi.

         Birkaç gün sonra naife ailesini de getirdi. O gün bugündür ev benim olmaktan çıktı, hayat benim olmaktan çıktı. Kedileri sevmez miyim? Severim tabi, ama Naife gibi kedileri sebmiyorum. Onlara karşı vicdanım da köreldi..

         Birgün bu evi terk edip giderim sanıyorum. Ev de Naife ile ailesine kallır artık. Benim hayatım benim olur hiç değilse...

cengis-asilturk 

           Cengis T.Asiltürk

Cem Vakfı Adana Şubesi Emrah Kozay ve Oya Tekin'i ziyaret etti

Klima zorunluluğu ne zaman başlayacak? Dolmuşun açık bırakılan kapısından düşen kadın yaşam mücadelesi veriyor

Kapısı açık otobüsten düşen kadın ağır yaralandı

Toz taşınımı Adana’da etkili oldu, araçları toz kapladı

18 ilden 400 satranç sporcusu Adana’da yarıştı

Minikler 23 Nisan’da gondolla gezdi

Yalana ve şantaja asla boyun eğmeyeceğiz.

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı Adana’da görkemli bir şekilde kutlandı

Milli Eğitim Bakanı Tekin: "Öğretmen atama sayılarını bu hafta içerisinde açıklayacağız"

İlber Ortaylı bindiği uçakta rahatsızlandı!

LİG TABLOSU

Takım O G M B Av P
1.Galatasaray 34 30 1 3 59 93
2.Fenerbahçe 33 27 1 5 57 86
3.Trabzonspor 33 17 12 4 13 55
4.Beşiktaş 33 15 12 6 6 51
5.İstanbul Başakşehir 33 14 12 7 6 49
6.Rizespor 33 14 13 6 -6 48
7.Kasımpaşa 33 13 13 7 -4 46
8.Antalyaspor 33 11 10 12 0 45
9.Alanyaspor 33 11 10 12 -3 45
10.Sivasspor 33 11 10 12 -5 45
11.Adana Demirspor 34 9 11 14 2 41
12.Samsunspor 33 10 14 9 -6 39
13.Ankaragücü 33 8 12 13 -3 37
14.Kayserispor 33 10 13 10 -10 37
15.Konyaspor 33 8 13 12 -13 36
16.Gazişehir Gaziantep 33 9 17 7 -13 34
17.Fatih Karagümrük 33 8 16 9 -5 33
18.Hatayspor 33 7 14 12 -9 33
19.Pendikspor 33 7 17 9 -31 30
20.İstanbulspor 33 4 22 7 -35 16

YAZARLAR