Batılı mı,? Doğulu mu? derken; ne batı bizi kabul ediyor, ne de doğu bize göre… Ortadaki sandık olduk galiba.
İmparatorluklar yaşamış bir toplumuz. Osmanlı'ya bakarsak, kuruluşundaki evrensel oluşum, bize ait Hümanistlerle eline geçen tarihi fırsatı kaçırmakla beraber, İngiltere'de başlayan sanayi devrimiyle, kömür yerine buhar kullanılmış, matbaanın icadından 250 yıl sonra Osmanlı matbaayı kullanmış. Yani daima yeniliklere, yeni keşiflere olan uyumsuzluklar çöküşe giden süreci başlatmış.
Şu da ayrı bir gerçektir ki; Birleşik Devletlerin sistematik soykırımı Osmanlı'da görülmemektedir. Amerika kıtasının sahibi olan kızılderelilerin katli -kültürel yok oluşu ortadadır. Osmanlı yönetimi fethettiği yerlerde din ve dili orada yaşayan insanların özgür iradelerine bırakmıştır. Yaklaşık alti yūzyıl hüküm süren imparatorluk yeniliklere uyum sağlayamamış olmasından dolayı toprak kayıplarıyla çökme sürecine girmiştir. Çöküş sürecinde kaybedilen topraklardan sonra kalan yerleri, emperyalist Avrupa yedi parçaya ayırarak, harita üzerinde paylaşmıştır. İşte tam da bu sırada ortaya çıkan o zaman bir Osmanlı subayı, Mustafa Kemal adında bir dahi tarihin akışını değiştirmiştir.
'Herkes Plan Yapabilir Ancak Sadece Bir Büyük Adam Tarih Yazabilir.'
Türkü, Kürdü, Lazı ve diğer etnik kökenli yurttaşlarımız bu genç, dahi subayın etrafında toplanarak, halk ona, o da halka inanarak, zorlu mücadeleler sonrasında Cumhuriyetin ilanıyla o yedi düvel düşmanı defetmişlerdir.. Başkomutan Gazipasa daima Türk gençliğine güvenmiştir. Erken Cumhuriyet döneminde yapmış olduğu Inkılapları önce kendi uygulayarak; yeri geldiğinde baş Öğretmen olmuş, yeri geldiğinde de yapmış olduğu şapka inkilabında şapkayı önce kendi takıp halkına örnek olmuştur. Atatürk yüzyıllar sonrasını görebilen perspektifli biriydi. Türk milleti deyimini ilk o kullandı. Bu deyim de ırka dayalı değildi. Bu söyleminin yurttaş olan her etnik grubu kapsayan bir kelime olması dahi Gazi Mustafa Kemal'in yapıcılığının, ilericiliğinin bir göstergesiydi. Gazi sağlığında hiç bir batılı ülkeyle anlaşma yapmamıştır. Batılı ülkeler ona göre emperyal yani sömürgecidir. Batıya mesafeli kalmakla birlikte, insanlarımızı da batının akılcılığını örnek alabilecekleri yönünde kanalize de etmiştir. Gazi göre de (-ki haklı da) maddi zenginliğin tek başına yeterli olmayacağı kanısı vardır. Kendisinin tarih karşısında haklılığının bir göstergesi de; Atatürk'ün Türk kadınına 5 Aralık 1934'te seçme ve seçilme hakkını (dünyada bir ilki gerçekleştirerek) vermiş olmasına rağmen, Suudiler'in araba kullanma hakkını vatandaşı olan kadınlara yeni vermiş olmalarıdır.…
Böyle bir dahi yüzyılda bir gelir. İşte yüzyıl önce Gazi Mustafa Kemal geldi, devrimleriyle yıkılmış, parçalanmış bir imparatorluğun küllerinden Türkiye Cumhuriyetini kurdu. Onun çizdiği yolda, göstermiş olduğu ilkelerde Cumhuriyetimiz dimdik ayaktadır. HerkespPlan yapabilir ancak sadece bir büyük adam tarih yazabilir
Güneş doğudan yükselir ama bilim, teknoloji ve rasyonalizm batıdadır.
Türk gençliği de Atamızın İzinden giderek, bilim, teknoloji ve akılcılıkla güneşi doğudan yükseltecek.