13 Ekim Çarşamba günü yeni açılan Mezitli Kültür Merkezi’ne, Mersin Milletvekili Alpay Antmen’in yönettiği (moderatörlük lafını sevmiyorum) Mersin hakkında çok önemli konuşmaların yapıldığı bir canlı oturum gerçekleştirildi.
Oturuma, Halk TV ekranlarından tanıdığımız Özlem Gürses’in yanısıra yeni kuşak araştırmacı gazeteci ve yazarlardan, Uğur Mumcu gazetecilik ödülü alan Yeniçağ Gazetesi Yazarı Murat Ağırel; Hrant Dink cinayeti ve Türkiye’deki uyuşturucu trafiğini ortaya çıkaran kitapların yazarı Timur Soykan ve Birgün Gazetesi Ekonomi Editörü Ozan Gündoğdu’nun katıldığı canlı oturumda çok önemli konulara girildi. Özellikle Mersin’in uyuşturucu trafiğindeki yeri olmak üzere çok değerli bilgiler verdiler. Bir Mersinli olarak, başta oturumda yer alanlar olmak üzere emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Özellikle bizim gibi 68 ve 78 kuşağının yakından tanıdığı, yazılarıyla kamuoyunu aydınlatan, siyasi gündemi belirleyen Uğur Mumcu gibi bağımsız araştırma gazeteci ekolünün bugünkü temsilcilerini yakından tanımak, çok sevindirici ve umut verici oldu.
İÇİNE DÜŞTÜĞÜMÜZ YOKSULLUĞUN NEDENİ YOLSUZLUKLAR!
Aynı üniversiteden mezun olduğumuzu öğrendiğim Özlem Gürses’in, açış konuşmasında ve devamında, iktidar olmanın dayanılmaz hafifliğini, ülkemizde yolsuzluk, yoksulluk ekonomisi ve medya üçgeninde halkımızın nasıl kıvrandığını, ülkemizde yedi gün içinde 997 kg uyuşturucunun yakalanışını çarpıcı örneklerle anlattı. İlaveten salonda çocukları yurtdışına giden ailelerin ve çocuklarının hayal kırıklıklarını, Irak’taki üç buçuk milyon kişinin öldüğü, bir o kadar kişinin mülteci durumuna düştüğü savaştan kaçarak ABD de taksi şöförlüğüyapan Saddam döneminin Jet Pilotunun ifade ettiği ‘bazen dönecek ülkeniz olmaz’ anlattığı çarpıcı konuşması damgasını vurdu. Konuşmacılardan, Adanalı yoksul bir ailenin altı çocuğundan biri olan Murat Ağırel’in, AKP’li belediyelerin, diyanetin, sayıştay raporlarına yansıyan belgeli kanıtlı yazılarının arka planını anlatması ile Türkiye’de son günlerde basına yansıyan yolsuzlukların derinliğini bir kez daha öğrendik. Murat Ağırel’in sırf ‘parsel parsel’ kitabında Melih Gökçek hakkında yazdığı yolsuzluklar hakkında savcılar soruşturma açsın diye, bir hafta önce kendini savcılara ihbar etmesi gerçekten çok çarpıcıydı.
YOLSUZLUKLARA GEÇİT VEREN DAYATILAN, DIŞA BAĞIMLI NEO -LİBERAL POLİTİKALAR
2000’lerin başında, Neo-Liberal kapitalist Modele entegre olmak için, Kemal Derviş’in 15 günde 15 yasa uygulanmasıyla halkın malı olan tüm Kamu İktisadi Teşebbüsleri (KİT) özelleştirilerek yabancılara ve yandaşlara satılarak yağmalanmıştı. Böylelikle Atatürk’ün 1930’larda mimarisini tamamladığı halkçı, kamucu ve planlamacı ‘Denk Bütçe’ esaslı, ‘Karma Ekonomik Model’ de, ‘her fabrika bir kaledir’ anlayışı terk edildi. Yerine Özal ile başlayan neo-liberal tüketim ekonomilerinin tapınakları olan ‘yabancı ve dinci’ zincir marketleri, AVM’ler kuruldu. Anadolu halkının bu tüketim çılgınlığına ayak uydurması için ürettiğinden fazla tüketmeleri için, elindekini satarak ve çok ucuz araba ve konut, tüketici kredilerle evini arazisini ipotek ederek borçlandırıldı. Halkın, satılan fabrikalarının sadece arazileri üzerinden milyarlarca dolar rant ve vurgunlar yapıldı. Örneğin, Özelleştirme yoluyla Lübnan’lı Hariri ailesinin satın aldığı, içi boşaltılıp, halkımıza milyarlarca borç yükü bırakıp gittiği Türk Telekom vurgunu bu dönemin simgesi oldu. Murat Ağırel, AKP iktidarı boyunca ‘dört buçuk trilyon dolar’ vergi toplandığını, 450 Milyar dolar dış borç yapıldığını, ilaveten bir o kadar da KİT’lerin satışı ile hazineye giren halkın parasının, 19 yılda, 194 kez değiştirilen kamu ihale yönetmelikleriyle, bu paraların ve rantın en kolay yandaşlara aktarılabileceği inşaat sektörü üzerinden nasıl betona gömüldüğünü ayrıntılarıyla anlattı. Devam Edecek
Serdar Erkan