SERDAR ERKAN


15 TEMMUZ KONTROLLÜ DARBE GİRİŞİMİ(Mİ?)

15 Temmuz silahlı darbe girişiminin hemen ardından 20 Temmuz 2016 tarihinde ilan edilen Olağanüstü Hal ile ülkede demokratik haklar askıya alınmış, yargının ve savcıların bir çok yetkisi Valiliklere ve Kaymakamlıklara verilmiş.


          Ülkemizi iç savaşın eşiğine getiren ve 15 Temmuz 2016 tarihinde FETÖ’nün, özellikle AKP iktidarı süresince askerive sivil bürokrasisi içine ye yetişmiş kadrolarıyla gerçekleştirilen, askeri darbe girişimi ülkemizi iç savaşın eşiğine getirmiş, demokrasimizin (ve dolayısıyla ekonomimizin) kan kaybetmesine ve ülkemizin fakirleşmesine neden olmuştur.

15 Temmuz silahlı darbe girişiminin hemen ardından 20 Temmuz 2016 tarihinde ilan edilen Olağanüstü Hal ile ülkede demokratik haklar askıya alınmış, yargının ve savcıların bir çok yetkisi Valiliklere ve Kaymakamlıklara verilmiş.

Ordu, devlet ve yargı bürokrasisi içindeki FETÖ’cüleri temizlemek için TBMM’de ilan edilen OHK sopası ile sadece FETÖ’cüler değil, tüm muhalif hareketler de baskı ve kontrol altına alınmıştır. Üniversitelerde ve devlet bürokrasisi ve kadroları içinde FETÖ’cü ve darbeyle hiçbir ilgisi olmayan öğretim üyeleri, öğretmenler, sendika, dernek ve parti başkanları, kamu görevlileri, bürokratlar gözaltı ve tutuklamalar ve ihraçlarla büyük bir mağduriyet yaşanmış.

O gün hiçbir şey bilmeden, emirle sokağa çıkarılan 21 yaşındaki genç askerler, askeri öğrenciler, AKP tarafından faaliyetlerine izin verilmiş Bank Asya’ya küçük birikimlerini yatıran bir çok memur, işçi, emekli olmak üzere masum insanlar da uzun süre tutuklu kalmış, mahkemelerde yargılanmıştır. Bu mağduriyetlerin ve hak kayıpların sınırlı bir kısmı telafi edilmeye çalışılmışsa da, büyük çoğunluğun mağduriyetleri hala devam etmektedir.

Bunun yanısıra, eski İstanbul Belediye Başkanının FETÖ’cü damadı ve Bülent Arınç’’ın FETÖ ile yakın ilişkisi olduğu bilinen yakınlarına yapılan ayrıcalıklı muameleler de toplum vicdanını yaralamış, “FETÖ’NÜN SİYASİ AYAĞI NEDEN ARAŞTIRILMIYOR?” sorularının sorulmasına neden olmuştur.

Darbe öncesinin önemli aktörlerinden , ve dönemin Başbakanının zırhlı aracını tahsis ettiği Ergenekon, Casusluk Davaları açarak ordu içindeki yüzlerce Atatürkçü subayları, MİT görevlilerini temizleyerek yerlerine FETÖ‘cü yerleşmesini sağlayan Zekeriya Öz ve darbenin planlayıcılarından Akıncı üssünde yakalanan Adil Öksüz’ün yurtdışına kaçırılması önlenememiş, bir çok kripto FETÖ’cü dışına kaçmasına seyirci kalınmıştır. TSK’nın en önemli ve en korunaklı yerlerinden olan Kozmik Odaya girilmesi ve ülkemizin savunmasıyla ilgili bir çok gizli belgenin deşifre olması ve FETÖ eliyle yabancı ülkelerin eline geçmesi ile yüzlerce gizli personelin deşifre olmasına ve infaz edilmesine neden olduğu iddia edilmiştir. Bu iddialar da henüz araştırılamamıştır.

Öte yandan Olağanüstü Hal şartlarında, bilinçli olarak getirilen 16 Nisan 2017’de yapılan referandumu ile Cumhurbaşkanlığı Sistemi ile demokraside güçler ayrılığı yok edilmiş. Tek adam rejiminin alt yapısı hazırlanmıştır. Referandum sırasında siyasi partiler dışında, demokrasinin en önemli bileşenlerinden olan muhalif Demokratik Kitle Örgütlerinin, OHK’larla sokağa çıkması, gözaltı ve tutuklamalar ile kendilerini ifade etmeleri ve çalışmaları engellenmiştir. Daha ötesi özellikle Güneydoğu ve Doğu Anadolu’daki köy ve mezralarda, Kaymakamlar tarafından muhtarlara baskı yapılarak seçmenlerin etkilenmeye çalışıldığı, muhalif parti başkanlarına ve müşahitlerine yapılan açık baskılarla demokratik koşullarda seçim yapılması engellendiği iddiaları ve inancı yaygındır.

Daha ötesi, YSK eliyle tüm içtihatlar yok sayılarak, özellikle batı illerine göre bir saat önce biten seçimlerde Doğu ve Güney Doğu Anadolu’da çok sayıdaki mühürsüz oylar ve zarflar geçerli sayılarak, demokrasimize seçime büyük gölge ve şaibe düşmüştür.

Böylelikle referandumda evet ve hayır oyları arasındaki “bir milyon civardaki“ farkla, ülkemizde “tek adam” rejiminin yasal alt yapısının kurumsallaşması sağlanmıştır.

          DARBE GİRİŞİMİ ORDUDAKİ ATATÜRKÇÜ SUBAYLAR SAYESİNDE ÖNLENMİŞTİR

15 Temmuz öğleden sonra Genel Kurmay karargahında yaşananlar, darbe girişiminin seyrini belirledi. Özellikle MİT başkanının darbe girişimini haber alarak Genel Kurmay başkanına haber vermesi ile gelişen olaylar, Genelkurmay Başkanlığı ve Gölbaşı Özel Kuvvertler de darbecilere direnen, FETÖ’cü olmayan ATATÜRKÇÜ SUBAYLAR SAYESİNDE ertesi gün olaylar kontrol altına alınmış ve darbe girişimi önlenmiştir. Çünkü TSK’da FETÖ’cülerin karşısında durabilecek AKP’nin kadroları yoktu.

Çünkü Genel Kurmay Başkanlığı ve Özel Kuvvetlerde direniş olmasa, Ömer Halisdemir’in FETÖ’cü Generali darbenin ilk saatlerinde vurmasıyla olayların seyri değişmiştir.

Bu iki kurum ve Genel Kurmay Başkanı ele geçirilseydi kanaatimce darbe başarılı olacaktı. Aylarca süren iç çatışmalar yaşanacaktı.

Çünkü emir komuta zinciri içinde silahlı kuvvetlerin envanterindeki kara, hava, deniz kuvvetlerine ait tüm silah gücü bir merkezden daha sistematik yönetilecekti. Bunun karşısında sokaklara çıkan halkın ve TBMM’de direnen Milletvekillerinin direnme gücü bir noktaya kadar olacak ve aylarca sürebilecek sokak çatışmalarıyla, çok kan dökülerek sonunda büyük olasılıkla darbe girişimi başarılı olabilecekti.

            DARBE GİRİŞİMİNİN ÜÇ ÖNEMLİ TANIĞI NEDEN İFADE VERMEDİ?

Darbe sonrası, içinde muhalif partilerinde olduğu TBMM’de kurulan Meclis Araştırma Komisyonu çok geniş ve önemli bir araştırma yapmışsa da muhalefetin bir çok itirazı ve araştırılmasını istediği konular, komisyon çoğunluğunu elinde tutan AKP tarafından engellendi.

Bunlar da en önemlisi darbe girişiminin üç önemli tanığı, dönemin Genel Kurmay Başkanı, MİT Başkanı ve Cumhurbaşkanına darbeyi ilk haber veren “enişte”nin komisyona gelip ifade vermesi neden engellendi? Darbenin bu üç önemli tanığının ülkemiz demokrasisinin en üst düzey temsil eden TBMM’nin yetkili komisyonuna gelmemeleri ve o gece yaşananlar hakkında sorulacak soruları yanıtlamaktan imtina etmeleri, 251 şehit ve yüzlerce yaralı veren halkımıza açıklama yapmamaları, kanaatimce bu darbe girişiminin üzerindeki şaibeleri güçlendirmektedir..!

İlaveten son günlerde AKP Başbakanı Davutoğlu, darbeden bir yıl önce 2015 askeri şurasında kendisine getirilen MİT raporuna dayanılarak, darbenin en önemli aktörlerinden olduğu anlaşılan General Mehmet Dişli’nin atanmasına karşı çıkmalarına rağmen , terfi ve atanmasının gerçekleştirildiğini kamuoyuna açıkça ifade etmiştir.

Bu açıklamalara AKP yetkililerinden hiçbir yanıt gelmemiştir..!

Ayrıca halk arasında, Adil Öksüz’ün serbest kalmasının karşılığında dönemin genelkurmay başkanının takas edilerek serbest bırakıldığına ve dair darbecilerle pazarlık yapıldığı iddiaları da vardır.

İlaveten, bir AKP yetkilisinin bir televizyon kanalında FETÖ kadrolarını Atatürkçü kadroları tasfiye bilinçli olarak kullanıldığı açıkça ifade etmesi, AKP ile FETÖ arasındaki ilişkinin derinliğini ve FETÖ’nün Siyasi Ayağının araştırılması gerektiğini ortaya koymaktadır.

Bugün 12 Eylül Darbesi’nin etkilerinden daha derin etki ve izler bırakan, demokrasimizi, toplumsal özgürlükleri ve ekonomimizi çok geriye götüren, uluslararası dayanışmada uzaklaştırarak, yanlızlaştıran 15 Temmuz askeri darbesinin, üç önemli tanığı konuşmadan ve 20 Temmuz sivil darbesi ile FETÖ’nün siyasi ayağı araştırılmadan 15 Temmuz Darbe girişiminin üzerindeki şaibeler ortadan kalmayacaktır.

Bu nedenle, karanlıkta bırakılan sorular aydınlanmadığı sürece, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “15 Temmuz kontrollü darbedir” söylemi kanaatimce haklılığını koruyacaktır. Çünkü, son tahlilde bu darbe girişiminden, siyaseten en kazançlı çıkan AKP iktidarıdır. AKP iktidarı OHK ve CBK’lar ile yetkilerini ve iktidar gücünü pekiştirmiş, toplumsal muhalefeti sindirmiş, TBMM’nin denetim görevi etkisizleştirilmiş, demokrasinin çerçevesi çoktan kırılmış, güçler ayrılığı yok edilerek, parti devletini ve “Tek adam rejimi”ni pekiştirmiştir.

Serdar ERKAN

16.07.2020

Cem Vakfı Adana Şubesi Emrah Kozay ve Oya Tekin'i ziyaret etti

Klima zorunluluğu ne zaman başlayacak? Dolmuşun açık bırakılan kapısından düşen kadın yaşam mücadelesi veriyor

Kapısı açık otobüsten düşen kadın ağır yaralandı

Toz taşınımı Adana’da etkili oldu, araçları toz kapladı

18 ilden 400 satranç sporcusu Adana’da yarıştı

Minikler 23 Nisan’da gondolla gezdi

Yalana ve şantaja asla boyun eğmeyeceğiz.

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı Adana’da görkemli bir şekilde kutlandı

Milli Eğitim Bakanı Tekin: "Öğretmen atama sayılarını bu hafta içerisinde açıklayacağız"

İlber Ortaylı bindiği uçakta rahatsızlandı!

LİG TABLOSU

Takım O G M B Av P
1.Galatasaray 34 30 1 3 59 93
2.Fenerbahçe 33 27 1 5 57 86
3.Trabzonspor 33 17 12 4 13 55
4.Beşiktaş 33 15 12 6 6 51
5.İstanbul Başakşehir 33 14 12 7 6 49
6.Rizespor 33 14 13 6 -6 48
7.Kasımpaşa 33 13 13 7 -4 46
8.Antalyaspor 33 11 10 12 0 45
9.Alanyaspor 33 11 10 12 -3 45
10.Sivasspor 33 11 10 12 -5 45
11.Adana Demirspor 34 9 11 14 2 41
12.Samsunspor 33 10 14 9 -6 39
13.Ankaragücü 33 8 12 13 -3 37
14.Kayserispor 33 10 13 10 -10 37
15.Konyaspor 33 8 13 12 -13 36
16.Gazişehir Gaziantep 33 9 17 7 -13 34
17.Fatih Karagümrük 33 8 16 9 -5 33
18.Hatayspor 33 7 14 12 -9 33
19.Pendikspor 33 7 17 9 -31 30
20.İstanbulspor 33 4 22 7 -35 16

YAZARLAR