Mersinliler, Taşucu’nda yaşamış, ülkemizin ilk çevre aktivisti, rahmetli Arslan EYCE amcamızın, Akkuyu Atom Santraline karşı başlattığı 45 yıllık mücadeleyi kaybediyor mu?
Ekonominin kuralıdır. “Kötü para iyi parayı kovar”. 6 Aralık 2019 tarihli SÖZCÜ gazetesinde Akkuyu Atom Santrali’nin fikri takibini yapan ülkemizin ve yaygın basının namuslu kalemlerinden Sn. Çiğdem TOKER’in yazısı çok dikkat çekici ve ürkütücü gelişmelere değiniyor. (https://www.sozcu.com.tr/2019/yazarlar/cigdem-toker/akkuyuda-neler-oluyor-5492829/)
Ruslarla 2010 yılında iç hukukta yapılamayacağı anlaşılan ve hukuku bu defa arkadan dolaşarak yapılan uluslararası anlaşma ile bugün başka bir şekle evriliyor.
Akkuyu Atom Santrali , Rus uçağının düşürülmesiyle tamamen durdurulan yatırım, bugün finansman zorlukları nedeniyle, karapara cennetleri olarak bilinen (off shore) yerler üzerinden sağlanacak finansman ile yapılmaya mı mecbur kalıyor? Çiğdem TOKER’in haberine göre, faaliyete geçtikten sonra, Doğaya vereceği sayısız zararlar bir yana, daha şimdiden yöre insanı köleleştiriliyor. Ufak, ufak meye ve zeytin ağaçları kesiliyor. Bu gidişle, Akkuyu Atom Santrali Mersin’in başına daha çok iş açacağa benziyor...inşaat ilerledikçe, tamamlanması için daha başka ne hukuksu
