9394,75%0,89
39,37% 0,39
45,69% 0,94
4294,30% -0,78
6934,05% -1,15
DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı, Parti Sözcüsü ve Adana Milletvekili
Sadullah Kısacık, İlke TV’de katıldığı Mercek Altı programında gündeme dair
değerlendirmelerde bulundu. Değerlendirmelerinde Gazze'deki vahşete
oldukça geniş bir yer veren Kısacık, Gazze’de yaşanan vahşet ve dramın bir
insanlık suçu olduğunu ve soykırım boyutuna ulaştığını vurguladı.
7 Ekim 2023’ten bu yana Gazze’de en az 55 bin kişinin hayatını kaybettiğini, 125
bin kişinin yaralandığını belirten Kısacık, “Bu rakamlar bir savaşın değil, tam
anlamıyla bir soykırımın göstergesidir”, dedi.
İsrail Gazze’de Yaşamı Tamamen Yok Etmek İstiyor
İsrail'in sadece sivilleri hedef almakla kalmadığını, aynı zamanda bölgedeki
hayat damarlarını da keserek açlık ve susuzluk yoluyla bir toplu imha
süreci yürüttüğünü ifade eden Kısacık, "Gazze’de şu anda iki milyonun üzerinde
insan sistematik olarak açlığa mahkûm edilmiş durumda. Su, ilaç ve gıda girişleri
engelleniyor. İsrail bu eylemleriyle Gazze’de yaşamı tamamen yok etmek
istiyor”, ifadelerini kullanarak İsrail’in sistematik bir şekilde uyguladığı
soykırımın, insanlık tarihinde yüzlerce yıl unutulmayacak derin acılar bırakacak
ender rastlanan bir vahşet olduğunu belirtti.
Müslüman Devletlerin Sessizliği ve Soykırımı Kabullenişi İnsanı Kahrediyor.
Avrupa ülkelerinin ve İslam Dünyası’nın Filistin meselesine karşı sergilediği
tavırda büyük bir samimiyet krizi olduğunu belirten Kısacık şunları söyledi:
“Avrupa ülkeleri tarihlerinde ilk defa İsrail’e karşı sert söylemlerde bulunuyor,
yaptırımlar uygulayacaklarını söylüyor. Ancak bu tepkiler bana samimi ve
inandırıcı gelmiyor. Bu tepkiler kendi vatandaşlarının vicdanlarına bir cevap
veremedikleri için üretilmiş söylemlerdir.” Konuşmasında İslam Dünyası’nın
Gazze’de yaşanan soykırıma karşı büründüğü sessizliğe tepki gösteren Kısacık,
“İslam ülkeleri ve kuruluş sebeplerinden birisi Filistin davası olan İslam İşbirliği Teşkilatı, Gazze konusunda sessiz kalmayı tercih ediyor. Sözlü kınamalar var
ama eyleme geçmek yok. Arap ülkeleri kendileri gibi Arap ve Müslüman olan
Filistinlilerin yanında durmuyor. Ben Filistin Davasının unutulduğunu
görüyorum. Bu sessizlik ve unutuş Müslüman devletlere yakışmıyor. Şu anda
Gazze’deki soykırımı bir kabulleniş var ve bu kabulleniş insanı kahrediyor”,
sözleriyle Filistinlilerin, Müslüman devletleri tarafından yalnız bırakılarak
kaderlerine terk edilmiş olmalarını eleştirdi.
İktidarın Eylemleri Kandırmacadan İbaret!
Türkiye'nin söylem düzeyinde Filistin’in yanında görünse de, icraat anlamında
yeterli adımlar atmadığını vurgulayan Kısacık, “Türkiye Gazze’de yaşanan
soykırım konusunda en sert söylemlerde bulunan ülkelerden birisi. İktidar,
kınamalarla ve mitinglerle her konuda Filistinlilerin yanında olduğunu deklare
ediyor. Ancak bu söylemler ve kınamalar kandırmacadan ibaret. İktidar İsrail ile
ticaretin bitirildiğini söylüyor ama İsrail Ticaret Bakanlığının verilerini
incelediğinizde ticaretin devam ettiğini görüyorsunuz. Son olarak İsrail
ordusuna çelik taşıdığı iddia edilen Vela isimli gemi Mersin Limanına geldiğinde
Birleşmiş Milletler Filistin Özel Raportörü sosyal medya üzerinden, ‘Türkiye’ye
açık çağrıda bulunuyorum. Bu geminin ilerlemesine izin vermeyin’, dedi. Eğer
Türkiye, Gazze konusunda ciddi ve samimi adımlar atacaksa İsrail ile ticaret
tamamen kesilsin veya en azından ticari ambargo uygulansın. Bol bol kınıyoruz,
yürüyüş yapıyoruz. Ama bizim yerimiz Filistin sınırı olmalı. Bir şey yapılacaksa
Filistin’de yapmalıyız. Millet olarak Gazze’de yaşanan vahşetin sadece
kınanmasından utanç duyuyoruz. Kınamaktan bile utanıyor, elimizden hiçbir şey
gelmemesinden vicdan azabı duyuyoruz”, diyerek iktidarın Gazze konusunda
söylem ve eylem üzerinden iki yüzlü bir tutum sergilediğinin altını çizdi.
Madleen Gemisi İnsanlığın Onurunu Taşıyordu.
İsrail’in son olarak yardım malzemeleri taşıyan Madleen Gemisine yönelik
saldırısını da değerlendiren Kısacık, "Madleen Gemisi sadece su, ilaç ve gıda
taşımıyordu; aynı zamanda insanlığın onurunu taşıyordu. Dünya’nın gözü
önünde bombalarla ve açlıkla yok edilmeye çalışılan Filistinlilerin derdine az da
olsa merhem olacak ve bir nebze de olsa içimiz rahatlayacaktı. Ama İsrail,
silahsız bir avuç yardım gönüllüsünden korktu ve uluslararası hukuku
çiğneyerek yardımı engelledi. İktidar sadece bir sayfalık metinle olayı kınadığını açıkladı. Uluslararası hukuk bir taraftan İsrail’e daha ileriye gitmemesi yönünde
uyarıda bulunuyor ama diğer taraftan da İsrail bildiğini okumaya devam ediyor.
Olan Filistin Halkına oluyor. Milyonlarca Filistinli, özellikle kadınlar ve çocuklar;
ekmek, su ve ilaç yokluğundan ölme noktasına gelmiş. Arkasında güvendiği
birileri olmasa İsrail bu kadar ileri gidebilir mi? Uluslararası hukukun daha
nesini konuşalım”, sözleriyle Filistin’de gelinen noktanın uluslararası hukuk ve
insanlık adına ne denli korkunç bir boyutta olduğuna dikkat çekti.