İncefikir, konuyla ilgili yapmış olduğu açıklamasında: "Köylerdeki koşullar çiftçileri sektörden uzaklaştırıyor. Sosyal koşulların, olanakların orada olumsuz olması ve en önemlisi de tarımdaki belirsizlikler, gelecek kaygısı, iklim değişikliği, tarımın zor ve kariyer vaadi olmaması gibi nedenlerden dolayı, çiftçi aileler çocuklarını bu sektörden uzaklaştırıyor. Ebeveynlerin çocuklarını çiftçilikten soyutlamasıyla, tarım sektörü yaşlanıyor. Dünya çapında, gelişmekte olan ülkelerde dahil olmak üzere, çiftçilerin ortalama yaşı yaklaşık 60. Örneğin ABD’de 1980’lerde ortalama çiftçi yaşı 50 iken, günümüzde 60 seviyelerinde. Çiftçi popülasyonunun üçte biriyse 65 yaş üstü olarak kaydediliyor. Avrupa’da ve Türkiye’de de durum aynı. İngiltere’de çiftçi yaşı ortalaması 59, Kenya’da ise 60. Türkiye’de ise 2021 verilerine göre, çalışan 65 yaş üstü nüfusun yüzde 64,2’si tarım sektöründe çalışıyor. Kısacası, dünyanın tarım nüfusu giderek yaşlanıyor.
TÜİK ve Tarım ve Orman Bakanlığından elde edilen verilere göre tarım alanlarının yıllara göre azaldığı ve
azalmaya devam ettiği görülmektedir. 2001 yılında tarım alanları 26 milyon 350 bin hektar iken 2010 yılında
24 milyon 395 bin hektara gerilediği, 2020 yılında ise Türkiye’de toplam tarım alanı varlığı 23 milyon 136
bin hektara kadar düştüğü tespit edilmiştir. Tarım alanlarının son 10 yılda %5, son 19 yılda ise %12 azaldığı
görülmektedir. Özellikle son yıllarda sebze ve meyve fiyatlarında yaşanan artışta bu durumun doğrudan etki
ettiği düşünülmektedir.
Türkiye’de çiftçi sayısının yıllara göre ciddi azalım göstermesi, mera alanlarının küçülmesi ve tarım
alanlarının azalması üretim ve verimliliğin yıllara göre düşüş göstermesine neden olmuştur. Meydana gelen
gerilemenin araştırılması ve üzerinde önemle durulması bu sektörlerde yürütülen faaliyetlerin geleceği
açısından son derece önemli olduğu bilinmelidir.
Çiftçi kayıt sistemine kayıtlı çiftçi sayısının ve tarımda istihdam edilen kişi sayısının artırılması için enerji,
tohum, teçhizat, sulama ve teşvik gibi destekleme faaliyetlerinin kapsamı genişletilmedir. Bu sektörlerde
ithal edilen mal ve hizmet kalemlerinin yerine yerli ve milli varlıkların geliştirilerek tarım ve hayvancılıkta
dışa bağımlılığın azaltılması gerekmektedir. Tarım ve hayvancılık sektöründeki istihdam ve üretim
anlamında meydana gelen düşüşün önlenmesi için çiftçilere ve besicilere sağlanan kredilerin faiz oranları
mümkün oldukça minimum düzeyde tutulmalı ve kaldırılmalıdır. Sonuç olarak kırsal alanlardan kentlere
gerçekleşen göçlerin Türkiye’de tarım ve hayvancılık faaliyetlerini etkilediği görülmüştür." İfadelerini kullandı.