10971,52%1,24
42,03% 0,24
48,46% -0,18
5412,27% -0,31
9047,60% 0,46
Türkiye'de sık sık gündeme gelen tapu sorunları hakkında yeni bir gelişme daha yaşandı. Hisseli tapu sahibi olanlar için kritik öneme sahip ön alım hakkı (şufa hakkı) birçok kişi tarafından hâlâ tam anlamıyla bilinmemekte. Paylı mülkiyette ortak olanlardan herhangi biri hissesini dışarıdan birine verdiğinde, diğer hissedar olan kişiler bu satışı öncelikli olarak satın alma ve bu hakkı kullanma hakkına sahip. Fakat bu hak sadece 90 gün içinde kullanılabiliyor. Eğer bu süre geçildiğinde hak kullanılmak istenilirse ön alım hakkı bulunmuyor.
Noter desteğiyle yapılan satış bildirimlerinin hissedara ulaştırılması ile birlikte 90 gün süren yasal süre başlamış oluyor. Bu belirtilen sürede Sulh Hukuk Mahkemelerine başvuru eğer gerçekleştirilmezse vatandaşlar ön alım hakkından, yani kendilerine tanımlanan bu haktan yasal olarak vazgeçmiş durumda kalıyorlar.
Satış bildirimi kendisine ulaşan hissedarlar, 90 günlük süre içerisinde söz konusu taşınmazın bulunduğu konumdaki Sulh Hukuk Mahkemesi'ne dava açmak suretiyle satışa itiraz edebilmektedirler. Ve aynı zamanda dava dilekçesinde satış ücretini ödemeye hazır olduğunu beyan eden hissedarlar, mahkemenin kararıyla birlikte satılan payı kendi üzerine devralabiliyorlar. Yine burada çok dikkat edilmesi önemle gereken diğer bir nokta ise, bu sürenin kesin ve uzatılamaz olması durumudur.
Bu tür durumlarda uygulamalarda en sık yaşanan sorun ise, bu kapsama giren vatandaşların bu süreyi bilmemesi, yine aynı zamanda 'zaman var' düşüncesiyle bu süreyi geç tarihlere bırakmasıdır.
Benzer durumlarda birçok hissedar satıştan haberdar olduktan sonra harekete geçse de 90 günlük verilmiş olan yasal süre hâlihazırda aşmış olduğu için dava hakkını kısmen veya tamamen kaybediyorlar. Bu gibi durumlarda yeni sahip olan kişi, payın tek yasal sahibi olmakta ve diğer hissedarların itiraz hakkı ortadan kalkmaktadır.
Ön alım hakkı yeni bir düzenleme değil, uzunca bir süredir yürürlükte olan bir uygulama. Ancak sürenin kaçırılması gibi durumlar, son yıllarda binlerce hissedarı ve onların yakınlarını maddi anlamda mağdur ediyor. Hukukçular ise bu konuda hisseli tapuya sahip olan kişilerin satış bildirimlerini dikkatle takip etmesi gerektiğini ve eğer gerekirse bu süreci avukatları ile birlikte devam ettirilmesi gerektiğini öneriyor.