Kahve birçoğumuzun hayatının vazgeçilmezi. Kimi insanlar daha şekerli, tatlı kahveleri severken kimileri filtre kahve gibi daha sert tada sahip kahveleri tercih ediyor. İnsanların büyük bir çoğunluğu kahve tüketiyor. Peki, kahve içmeyi bırakırsak vücudumuza ne olur? Şimdi, kahveyi kestiğimizde yaşama ihtimalimizin yüksek olduğu 10 durumu açıklayacağız. Ancak şunu baştan belirtelim, kimse size kahve içmeyi bırakmanız gerektiğini söylemiyor.


Kahve üzerine yapılan çeşitli araştırmalar, farklı sonuçlar ortaya koymuştur. Bazı araştırmalarda ve anketlerde kahve içmenin faydaları daha ön plana çıkarken, kahvenin türüne ve tüketim miktarına göre kimi çalışmalar ise kahve tüketiminin zararları üzerine sonuçlar ortaya koymuştur. Ancak çok fazla kahve veya kafein içtiğinizden şüpheleniyorsanız ve azaltmak istiyorsanız, işte karşılaşma ihtimalinizin olduğu 10 şey...

Bir sabah kahve içmeyi unuttuğunuzda ya da içmek istemediğinizde yaşadığınız garip şeyleri fark ettiniz mi? Kahve, iştahınızı geçici olarak bastırabileceğinden, günlük bir fincan kahve içmeyi bıraktığınızda kendinizi normalden daha sık yağlı veya şekerli yiyecekleri, içecekleri tüketirken bulabilirsiniz. Bu durum, kafein eksikliği devreye girdiğinde ve vücudunuz hızlı bir şekilde şekerinizi dengelemeye çalıştığında ortaya çıkar.

Daha az kahve içmek hem paradan hem de kaloriden tasarruf etmenizi sağlayabilir. Duke Üniversitesinde yapılan bir araştırma, kahve, çay veya alkolsüz içeceklerde günlük kafein tüketiminin, katılımcıların günlük şeker düzeylerini yaklaşık yüzde 10 artırarak kardiyovasküler hastalık ve obezite risklerini artırdığını gösteriyor. Bir latte içine dökülen şeker ve yağlardan kaçınsanız bile, ev yapımı kahvenize sadece krema ve şeker eklemek, porsiyon başına 200 kalorinin üzerine çıkmanız anlamına gelebilir. En sevdiğiniz şekerli kafein içeceğinizi tamamen kesmek, tek bir günde yüzlerce kaloriyi çıkarmanız anlamına gelir.

Vücudunuz alıştığı uyarıcıların yokluğuna alıştıkça kendinizi yorgun hissedecek olsanız bile kafeinsiz bir yaşam tarzı yaşamaya başladığınızda daha iyi bir gece uykusu çekebilirsiniz. Journal of Clinical Sleep Medicine'de yayımlanan bir araştırma, yatmadan altı saat önce bile kafein alımının kişinin o geceki uyku döngüsünü bozabileceğini gösterdi. Sabahları kahveyle kendinize gelmek yerine, öğleden sonra veya akşam saatlerinde kahve içmeyi kesebilirsiniz.

Her kahve sever sabah saatlerinde kahve tüketmezse ortaya çıkan korkunç baş ağrısının belirtilerini bilir. Kahve içmeyi bıraktığınızda, vücudunuzu doğal uyarıcı görevi gören ve sizi uyanık tutan hormonlar olan adrenalin ve dopaminden mahrum bırakırsınız. Bunun yerine, dinlenme ve yorgunluktan sorumlu bir hormon olan adenosine kafanıza hücum ederek beyin kimyanızda baş ağrısına neden olan bir değişikliğe neden olur. Academy of Nutrition and Dietetics (Beslenme ve Diyetetik Akademisi) sözcüsü Wesley Delbridge, ağrıyı en aza indirmek için kafeini tamamen bırakmak yerine miktarını azaltın diyor.

Baş ağrısı, kafein yoksunluğunun tek acı verici belirtisi değildir. Kahve tüketmeyi bırakanlar, depresyon, kaygı, baş dönmesi, grip benzeri semptomlar, uykusuzluk, sinirlilik, ruh hali değişimleri ve halsizlik gibi yan etkiler de yaşadıklarını söylüyor. Ancak iyi haber şu ki, bu kısa süreliğine olan bir durum. Uzmanlar, kafein yoksunluğunun fiziksel semptomlarının çoğunun ilk iki günden sonra geçeceğini, geri kalan yan etkilerin ise bir veya iki haftadan fazla sürmeyeceğini söylüyor.

Kahve oldukça asidiktir, bu da diş minenizi aşındırdığı ve her yudumda dişlerinizi lekelediği için gülüşünüze bile etki eder.

Beslenme blog yazarı Justin Caba'ya göre yorgunluk ve sinirlilik, kahve içermeyen bir diyetin konsantrasyon eksikliğine de katkıda bulunan iki yan etkisidir. Caba, MedicalDaily'e, kahveyi kestikten sonra işteki üretkenliğinin ciddi şekilde düştüğünü söyledi. Bir doz kahveden aldığınız uyarıcıların eksikliğinin yanı sıra sizi yorgun hissettiren hormon olan adenozin artışından kaynaklanabiliyor. Konsantrasyon kaybını gidermek, beyninizi uyanık tutmak için naneli sakız çiğnemeyi deneyin. British Journal of Psychology'de yayımlanan bir çalışmada katılımcılar naneli sakız çiğnediklerinde, özellikle oturumun sonuna doğru görevlerinde daha doğru sonuçlar elde etti.

Scranton Üniversitesinden yapılan bir araştırmaya göre, kahve ortalama bir Amerikalının diyetindeki bir numaralı antioksidan kaynağı. Çok sayıda çalışma, günde üç fincandan fazla kahve içmenin meme kanserinden Parkinson'a kadar her türlü riskinizi azaltabileceğini ve kemik sağlığını artırabileceğini bulmuştur. Ne yazık ki kahveyi keserseniz, sağlık yararlarını da kaybedeceğinizi söylemeye gerek yok. Neyse ki, düzenli kahve alımınızı antioksidan açısından zengin çay, meyve ve sebzelerle değiştirerek telafi etmek zor değil.