Akdeniz temsilcisi, 1940 yılında Demiryolları işçilerinin kurduğu ADS şu an görülmemiş bir düşüş ve kriz yaşıyor. Türkiye’ nin köklü klüplerinden birisi olan çok sadık, vefakar, toplumsal olaylara duyarlı ve sosyal bir taraftara sahip Adana Demirsporun çok hazin bir biçimde eksi puanla Süper Ligden düşmesi, içine girdiği kriz Yurt içi ve dışındaki taraftarlarını hayli üzüyor. 26 yıl sonra Süper Lige yükselen 2 muhteşem sezon geçirdikten sonra şu an bir alt lige düşerken gelecekle ilgi hiç bir açıklama yapılmaması da taraftarları büyük endişeye sevkediyor.
Süper Ligin en renkli, vefakar taraftar gruplarından birine sahip olan Adana Demirspor’u sadece bir futbol kulübü olarak tanımlamak mümkün değil. Çünkü geçmişte sayısız Türkiye şampiyonlukları yaşamış Sutopu takımı da vardı. Demirsporluların hazırladıkları Che’ li, Nazım Hikmetli, Yılmaz Güneyli pankartları, tribün şovları ve verdikleri sosyal mesajlarla diğer taraftar gruplarından farklı bir yere sahip olan her hafta gündem olmayı başaran Lacivert-mavililer, kuruluş hikayesi olarak da ülkemizde çalışan birçok işçinin de hep sempatiyle baktığı bir takım olmuştur.
Bu güzide klübümüzün düştüğü durumu- konuyu hem bazı ADS taraftarlarına hem de Adanalı ve İstanbullu spor yazarlarına, spor alanında çalışan tecrübeli bilim insanlarına sorduk.
Almanya’ da yaşayan Adanalı Prof. Dr. Seyhan Hasırcı’nın, ADS u izleyen, tanıyan gazetecilerin ve sıkı taraftarların bazılarına Adana Demirpor ile ilgili olarak sorduğum iki soruya dokunmadan yayınladığımız yanıtları ve düşünceleri şöyle :
Prof. Dr. Seyhan HASIRCI
İstanbul Nişantaşı Üniversitesi Öğretim Üyesi
ADANA DEMİR SPOR NEDEN BU DURUMA DÜŞTÜ, BU DURUMDAN KİMLERİN PAYI VAR?
Şayet Ülkemizde ve dolayısıyla Adana Demir Spor Kulübünde UEFA nın belirlemiş olduğu kriterlere uygun bir işleyiş olsaydı sanırım bu tarihi tertemiz olan kulüp bu duruma düşmezdi nedir söylemek istediğim şey? .Hemen anlatmaya çalışayım;
UEFA’nın Kriterleri Beş Alanı Kapsar; Bunlar sırası ile,
1. Sportif Kriterler / İyi sporcu iyi Teknik Direktör, 2. Altyapı Kriterleri; İyi Tesis ve Seyir hakkı,İyi Taraftar ve alt yapıda yetişecek olan her yaşta futbolcu ordusu kurmak, 3. Personel ve Yönetim Kriterleri; Kulüplerin Yönetimde Profesyonelleşmenin sağlanması, hırsızlardan arındırılması, 4. Hukuksal Kriterler; UEFA-Ortak Yasalar ve Standartlaşma, 5. Mali Kriterler / Kulüplerin sağlıklı mali yapıya kavuşmalarının sağlanması.
Bu kulübü alan zatı muhterem ne yaptı; ilk yıl sanki babasının malından kullanıyor gibi kesenin ağzını açtı iyi hoca ve iyi futbolcu aldı takım zehir gibiydi Süper liğin altını üstünü hallaç pamuğu gibi atarak iyi bir başarı alırken sayın yönetici kendini güven altına aldı! Ama uzanık ya bir yıl sonra ne oldu hesapsız kitapsız yola devam edemeyeceği için kaçmanın en kolay yol olduğunu buldu yerine kendisi gibi birini emanetçi olarak koyarak dışarıdan yönetmeye çalıştı. Borç batağına soktu kulübü transfer yasağı ve kurallara uymama cezalarıyla takımın eksi puanlara inmesini sağladılar kısacası yukarıda saydığım Hem yönetimsel hem Parasal ve hemde hukuksal kriterler hiç göz önünde tutulmadan takımı bataklığa gömmüş oldular.
BU KRİZDEN KLÜP NASIL KURTULUR VE BUNUN İÇİN KİMLER NELER YAPIMALI?
Bu krizden kurtulmanın yolu pek kolay gözükmüyor; öncelikle mevcut yönetim hemen istifa etmeli kulubün mutlaka sözü dinlenen dürüst yöneticiler tarafından yönetilmesi gerekli kuşkusuz Adana da bulunan hem resmi ve hemde Özel kuruluşların başı çekmeleri gerekir! Ancak spor bilimiyle yakından ilgili Adanayı seven arkadaşların biraraya gelerek çözüm yolları üzerinde çalışmaları gerekli ki Adana Demir Spor eski özgürlüğüne kavuşsun
-2-
Eskıi bir futbolcu olan, Almanya’ dan Emekli Adanalı Sosyal Danışman
Tufan BOZDOĞAN ise konuyla ilgili şu görüşler belirtti;
ADANA DEMİRSPOR NEDEN BU HALE GELDİ?
Bu konuyu irdelemeden önce Türkiye'deki futbol/spor anlayışına bakmamız gerekir kanısındayım.
İkinci hamlede Demirspor değerlendirmesi yapılmalı.
Üçüncü hamlede de geleceğe yönelik öneriler sunulmalı.
Ben bu prensiplere uyarak düşüncelerimi sizler ile memnuniyetle paylaşacağım.
1. Türkiye'de pröfesyonel klüplerin futbola bakış açısı.
2. Demirspor projesi neden böyle hüzünle sonuçlandı?
3. Ne yapmalı?
1.Ülkemizde,daha doğrusu dünyada futbol ticarete dönüştürüldü. Bunun doğal sonucu olarak, klüpleri satın alıp mal sahibi olanlar, nasıl para kazanırım derdine düşüyorlar. Bu nedenle sık sık yönetim ve taraftar arasında gerginlikler gündemden düşmüyor... Ülkemizde başkan ne derse o oluyor, çünkü o sahibi, teknik direktör, antrönör, basın sözcüsü vs. Kanımca dananın kuyruğu işte burada kopuyor, çünkü Avrupa'ya bir göz attığımızda taraftarların dahi klüp başkanının kim olduğunu bilmemesidir. Neden mi? O'nun görevi klübü yönetmektir, gösteriş tutkunu narsist tavır sergilemek değil. Türkiye'ye bakıldığında başkan aşağı başkan yukarı... Kendisin yeterli bilgisi ve yeteneği olmadığından verdiği kararların çoğunluğu takım yararına olmuyor. Başarısızlığın faturası da antrenöre kesilip, dikenli yolda yola devam... Bu uygulamanın Türkiye düzeyinde olduğu gibi, Adana'da da değişmesi gerekir. Değişiklikler listesinin başına da ALTYAPI KONULMALI!...
2. Demirspor bir projeydi. Takım süper lige taşındığında; ne takım ne de teknik heyet buna hazır değildi. Takım hazır değilse, galibiyetler nasıl peş peşe veldi? Murat Sancak başlanlığa getirildikten sonra koruyucu bir el Demirspor'u koruyup deplasman maçları evdeki maçlar de eyip üçer puanlar Demirspor hanesine kaydedildi. Süper lige çıkıldığında talih bir defa olsun Demirspor'un yüzüne güldü ve Montella gibi yetenekli, becerikli antrönörü bahşetti. Fakat yapılan transferlere bakalım! Belhanda, Balotelli iki somut örnek. Birincisi futbolu bırakmak üzere ve uzun süre sahaya çıkmsmış; Balotelli ise gerçekten futbolu bırakmış. Bu transfer politikasına sadık kalınarak emekliler takımı oluşturuldu. Montella önderliğinde birinci sezon beklenmedik başarı sağlandı ve adını ettiğimiz ve başarılı diğer birçok oyuncu takımdan ayrılıp gittiler. İkinci sezon başlamasıyla gidişler sürüp gitti ve takım denen bir şey kalmadı. Sahaya neredeyse genç takım çıkarılıyordu. Genç yetenekler deneyimsizliklerinden kalıcı başarılı performans gösteremediler. Ben her iki Adana takımını yetmişli yıllarda birinci lige çıktıklarından beri tanıyan biriyim. On yılın üzerinde o zamanların birinci liginde nasıl başarıyla kaldılar, çünkü o dönemde Seyhan Spor Demirspor'a, Milli Mensucat ve Sümerspor'da Adanaspor'a oyuncu yetiştirirdi. Demirspor'da oynayan Fatih, Tombik Ahmet, Halis, Selahattin vs. transfer edeilmeyip kendi bünyesinde ve amatört takımlardan kazanılmış yeteneklerdir. Günümüzde her iki takımda kendi altyapısını oluşturup, yetenekli gençleri birinci takıma hazırlamaları kaçınılmazdır. Bu alt başlığı şöyle bağlayabiliriz: Murat Sancak projesi kabul edildiği gün, takımın çöküşü kabul edilmişti tezini savunmak hiçte yabana atılacak bir iddia değildir.
-3-
3. Altyapıya önem verilmeli, kadrolar eğitilmeli ve hepsinden önemlisi genç yetenekleri destekleyip birinci takıma çıkartabilmek için yeterli bütçe ayrılmalı. Bir genç takım antrönörü takımının başındayken maddi sıkıntı yaşamaması gerekir. Türkçeleştirirsek; Şu antremanda bitmeyi bilmiyor, işe gecikeceğim diye ikircim arasında bırabılmamalı.
-Bütün teknik kadro eğitilmiş olmalı.
-Eğitime yönetim kurulu da dahil edilmeli
-Hedefler kısa süreli olmayıp, uzun dönemli belirlenmeli.
-Takımın Adana takımı olduğu imajı kağıt üzerinde bırakılmamalı.
-Milli değerlerimize sahip çıkılmalı. Takım Yeni Adana Stadında değil, stadyumun ismi 5 Ocak Adana Stadtyumu olarak değiştirilmeli.
Erkut TEKİN, Spor Yazarı İstanbul
ADS’ un öncelikle bu sezon bu şekilde Trendyol Süper Ligden düşecek olması Adanalı olsun olmasın bir çok insanı üzdü. ADS neden küme düştü bunu geride kalan sezonlara bakarak incelemek lazım. Çünkü birbirleriyle bağlantılı bir olay bu. ADS 2022-2023 sezonunda Montella yönetiminde mükemmel bir sezon yaşadı. Bu belkide klüp tarihinin en başarılı ve parlak sezonuydu. Takım Avrupada da gayet güzel bir performans sergiledi ama ne yazıkki Playoffta penaltılarla elendi. Avrupa maçlarında elendikten sonra takım düşüşe geçti ve istirarsızlık başladı. Beklen Avrupa gelirleri gelmeyince ve yönetimin yönetiş stili başkanlık modeli Murat Sancak’ ın sivri dilli her şeyi ben bilirim edasındaki anlayışı takımı negatif anlamda çok etkiledi. Bizim gibi Ortadoğu kültürüne yakın coğrafyalarda sırtını siyasi iktidara dayamış, zenginiğinin kaynağı bir çok soru işareti barındıran bir başkanlık modeli yaşadı takım. Bu hiç hoş değildi. İşler iyi giderken bu tip başkanlar ve modelleri sevilir. Ama işler kötü gidince yanlış transferler, mali krizler, yasaklar ADS’ un gücünü kötü etkiledi. Bu arada ADS çok teknik adam değiştirdi. Montella çok başarılıydı. Hollandalı çalıştırıcı Patrick Kluivert giderkende bir çok spekülasyonlar yapıldı maaşların ödenmediği konusunda. Bu sezonda tahminim 4 teknik adam değişti. Yani son 3 sezonda 6 antrenör değişti. Bu başarısızlıkların sorumlusu ne taraftar ne futbolcu ne antrenörler ne de biz medya, gazetecileriz. Tek sorumlusu yönetimdir. Nasıl başarıda övülüyorlarsa başarısızlıktada hatalarını ve gelen eleştirileri kabul etmeleri gerekiyor. ADS unutmayalım bu sezon disiplin orunlarıda yaşadı. Galatasaray maçında takımı sahadan çekti Başkan Sancak. Tüm bu durumlardan sorumlu Başkan Sancak ve yönetimidir. Teknik kadrolarında başarısızlığında mali konular, daralan, küçülen yetersiz oyuncu topluluğu önemli rol oynamıştır. Para harcandığı iyi , skora katkı yapan oyuncular aldığınız zaman başarı gelir. 2 sezon önce kalecisinden sol açığa, yedek klübesine kadar ADS çok iyi oyuncularda oluşmuştu. Finansal darboğaz takımın kalitesini düşürdü. Bu ilerde nasıl düzelir diye soracak olursak öncelikle kısa vadede bu yönetimden kurtulmak, yeniden yapılanmaya gitmek, transfer yasağının kalkması , alt yapının güçlendirilmesi öz kaynaklarada dönülmesi keza mali disiplin sağlanıp , borçların yeniden yapılandırılması gerekiyor.
ADS taraftarı çok vefalı takımları tarlada da oynasa maçlarına giderler
Tüm bunlar yapılır ADS ‘ a sahip çıkılırsa ADS bir kaç sezon sonra yine özlenen yere gelebilir. ADS taraftarı çok vefalıdır takımları tarlada bile oynasa maçlarına giderler. O günleri bizde Adanalı olmayan ama ADS u seven spor yazarları, insanları olarak dört gözle bekliyoruz.
-4-
Volkan AĞIR, Spor Gazetecisi, Almanya
Kulübün Anonim Şirket olarak tek bir kişinin hükmüne geçmesiyle başladı her şey. A.Ş. olmak, şirketleşmek kötü bir şey değil elbette ancak kulübü kimin satın aldığı da önemli böyle bir dönüşümde. Kulübün şirketleşerek Murat Sancak'a satılmasına onay veren ve göz yuman herkes suçlu kulübün düştüğü bu durumdan. Çünkü Murat Sancak futbolun F'sinden anlamadığı gibi sermayesini sırtını dayadığı iktidar sayesinde beklenmedik bir hızda büyüten biri. Biriken sermayesini de Adana Demirspor'u bir maşa gibi kullanarak kendi tanıtımını yaptı ve medyada görünürlüğünü arttırdı. Yapmak istediği en baştan beri buydu ve bunu da başardı. Bunu da en iyi en kolay biçimde Balotelli, Nani, Belhanda, N'Diaye gibi gibi pahalı transferlere imza atarak yaptı. Ve hiçbir transferin maliyetini kimseye açıklamazken kulübün kasasını boşalttı geri dönüşümü olmayacak biçimde. Ve bunu da en sonunda Niang'ın Fransız basınına verdiği demeçlerden gördük. Sonucunda da FIFA'dan alınan cezalar kulübün kadro olarak zayıflamasına ve puan cezalarıyla da bugünkü duruma getirdi..
BU KRİZDEN KLÜP NASIL KURTULUR VE BUNUN İÇİN KİMLER NELER YAPMALI?
Bu durumdan kurtulmak için Murat Sancak'tan kurtulmak gerekir. Yoksa ADS belini doğrultamaz. Planlı ve parasının hesabını iyi yapan bir yönetimle kulüp daha iyi konuma gelebilir.
Umut DEVECİ, Almanya’ da , gurbetteki bir Demirspor taraftarı
1. Sorunun cevabı
Adana Demirspor’un bu duruma düşmesinin en büyük sebebi sonunu düşünmeden plansız harcanan paralardır. Geleceğin planı yapılmadan paranın hesabı düşünülmeden harcanan paraların sonucu ulu çınarımızı bu hale düşürmüştür.
2. Sorunun cevabı
Kulübümüzün bu durumdan kurtulması için tek çare futboldan anlayan tarafsız tek gayesi Adana Demirspor olan yüksek gelirli yeni bir başkan. Gerekirse yabancı bir başkan bile olabilir. Yeni kan her zaman daha iyidir. Yeni güvenilir varlıklı bir başkanın adaylığını açıklaması Adananın yerel markalarından tutun Türkiye’nin ve dünya çapındaki diğer markalarından yeni reklamlar yeni kontratlar getirmesini sağlayabilir. Adana Demirspor zaten çok büyük bir camia ve dünya çapında bilinen bir marka değerine sahip.
Adana Demirspor arması renkleri ismi her zaman bizde bakidir. Bu 3 şey değiştirilemez değiştirilmesi bile teklif edilemez. Gelecek kişilerin bunu bilerek gelmesi biz taraftarların en büyük gayesidir. Biz Adana Demirspor’u tahta koltuklu stadlarda yolları olmayan köy takımlarıyla oynarken sonunu düşünmeden peşinden kilometrelerce gidecek kadar çok sevdik. Umarım ulu çınarımız bu zor günleri atlatır ve kalıcı olarak tekrar süper lige oradan Avrupa’ya döner. Ama Demirspor nerede hangi ligde oynarsa oynasın biz onu hep seveceğiz ve her zaman peşinden gideceğiz.
Saygılar sevgiler
Ahmet YEŞİLYAPRAK, Münster-Almanya , Adanalı bir Adana Demirspor taraftarı
TAVAN, HALK- YÖNETİM
BARIŞMALI VE ŞEFFAFLIK ESAS OLMALI
ADS’ DA SUÇLU ARAMAYI BİR KENARA BIRAKIP , OLAĞANÜSTÜ KONGRE’YE GİDİLMELİ..
Tek hedef ADS ve camiasını birleştirmek ve kenetlenmek olmalı.
-5-
Taban ve fan grubları güçlendirilmelidir.
Türkiye çapında bir kampanya buna parelel yürütülmeli ve ismi cismi olan tüm tanınan Adanalılar
Byle bir ornaizasyona mutlaka davet edilmeli. Tarihinin en büyük KAMPANYASI başlattılmalı !
Bunun başında ABB yada Valilik olmalı. Yurtdışındaki lobi faaliyetleri derhal başlatılmalı.
ADS KLÜBÜ ENVANTAR çıkartmalı..Borçlu, alacaklı Net olarak bilinmeli..
Taşınmaz mal bildiriminde bulunmak lazım.. Sosyal medyada bu işlerin başına PROFESYONEL LER
getirilmeli..
Yavuz YILDIRMAZ, Spr yazarı, Spor Programı yapımcısı, Adana
Adana Demirspor 1940 yılında demiryolu işçileri tarafından kurulmuş işçi emekçi ve halkın takımı olarak sürekli mücadelesini sürdürmüş Anadolunun, Akdeniz Bölgesinin Adana Şehrinin son derece önemli bir takımıdır mavi lacivertliler. Son 3 ya da 4 yıldır şirketleştiler ve maalesef endüstriyel futbolun çarklarına yenik düştüler. Klulübün sahibinin finansal krize girmesi şu an Adaba Demirspor u bir alt lige yeniden düşürdü buradan şu sonucu çıkarabiliriz bir futbol kulübünün satılması kurtuluşu anlamına yada bağımsız olması anlamına gelmez. Aksine doğru yonetilmezse tıpkı şimdi olduğu gibi çöküşe sürüklenir ve maalesef sahibi olan kulüplere de dışarıdan şirket statüsünde de oldukları için destekte gelmez. Şahsen kendi adıma ulu çınar Adaba Dermirspor u daha da sıkıntılı günlerin beklediği düşüncesindeyim umarım yanılırım
İsmail Sarp AYKURT, Türkiye
Dr / Ph.D. İletişim Bilimleri | Akademisyen & Yazar |
@torosuniv2009 Öğr. Gör. Dr. |
@cukurovabulten | Genel Yayın Y.
@akademikdusunce | Araştırmacı
İsmail Sarp AYKURT’ un bu krizle ilgili Analizleri ise şunlar;
1) Bu soruya cevap verebilmek için bence ekonomi politik bir bakış açısı gerekiyor. Adana Demirspor, futbol endüstrisi içerisinde var olan ve potansiyel içeren her takım gibi siyasi müdahalelere uğradı ve bu belki de Süper Lig’de yer almayan bir takım için en hep en fazlasıydı. Bunu süper lig deneyimi öncesinde başlayan bir süreç olarak görmek gerekli.
Taraftarlar pankartlardan, tezahüratlara, akıl dışı yasaklardan baskılara kadar geniş bir yelpazede kendilerine doğru basınçla akan siyasi oyuna karşı tutunmaya çalıştı ve bunu uzun süre de başarıyla sürdürdüler.
Hatta kulüp, tarihinin en ağır iktidar operasyonlarından birine maruz kalmıştır ve Demirspor, kuruluş misyonu ile geleneksel değerlerinin tersinde bir istikamete yerleştirilmiştir.
AKP’li olduğu aşikâr başkan Murat Sancak, kimi gruplara da bulaşan “sportif başarı apolitikliği” ile de tribünler tarafından onaylandı.
-6 -
Yani bu başarısızlığa gelinen noktalarda bunlar önemli mihenk taşlarıdır. Ben Demirspor'un bir alt lige düşmesinden çok kendi kimliğiyle çelişen bir doğrultuya yerleşmesine daha çok içerliyorum. Ama yukarıda sayılanların tamamı kulübün geldiği durumu açıklar. Başkan ile taraftarın arasının açılması, plansız harcamalar ya da endüstriyel futbola uyum için yapılan birçok stratejik hamle kulübün içeriğini boşaltmıştır. Demirspor gibi özel tarihe sahip bir kulübün başarısızlığı bir alt lige düşmesi değil, kendi geleneksel ve tarihsel misyonuna yabancılaşmasıdır bence.
Yoksa bu futbol kapitalizminde ayakta kalmak için her şeyin merkezinde para var ve ligde tutunmak için bu paranın, transferinden borçlanmasına kadar birçok hamlenin sistemin kurallarına göre yönetilmesi lazım. Ama Demirspor yönetimine çöreklenmiş gücün, bunu da iyi yönetmedii ve aslında Demirspor'u bir araç olarak kullandığı oldukça açık.
2) Bu kanımca çoklu bir kriz. Sadece sportif bir başarısızlık değil. Bu futbol ikliminde başarılı olmak için ekonomik güç ve siyasi ilişkilerin iyi yönetilmesi gerekiyor.
Demirspor, yıllarca bu ilişkilerden uzak kaldı ve kimi zaman bunun maliyetini de ödedi. Ancak bu iklimde ve bu şekilde steril kalmak kolay değil, hatta imkansız. Bu durum ne yazık ki taraftara da yansıdı. Bu nedenle kriz Demirspor'un kendine özgü aklını ve kimliğini yitirmesiyle ortaya çıkan bir krizler silsilesidir. Eğer dediğiniz, kulübün kendi içindeki bu çoklu krizi aşıp Süper Lig'e çıkmasıysa bunu başaracak potansiyeli hep var. Bu, baska bir sey ve saha içi ile ilgili. Ancak sahanin içi ile dışındaki gelişmeler birbirine paralel sonuçlara gebedir. Ek olarak ve dediğim gibi bu sistemde sportif diye kategorize ettiğimiz başarı, kulüplerin finansal açıdan iyi yönetilmesini de beraberinde getiriyor. Yani endüstriyel futbol kurallarınca... Eskişehirspor, Bursaspor ya da Tarsus İdman Yurdu gibi köklü kulüpler bu ekonomik ağırlığın ve yönetim krizinin altında kaldılar.
Ama bence Demirspor'daki kriz bir kimlik bunalımına işaret ediyorsa, ki bence böyle bir şey, o zaman kulübün başka bir şeye gereksindiği ortaya çıkar.
Adanalıların öncelikle kulübe sahip çıkması ve iyi bir organizasyon kurması gerekli. Akıllı bir yönetim, taraftarı önemseyen, onlarla barışık bir zihniyet ve kulübün kaynaklarını doğru kullanacak bir yapı gerekli. Demirspor çok gecikmeden bunları yapmalıdır. Demirspor derken, şehri de içine alan bir anlayış gözetilmeli. Çünkü Adana Demirspor'da kentten ve kentin dinamiklerinden uzaklaşmış bir yaklaşımın başarı şansının az olduğunu düşünüyorum.
Umarız akıbetimiz diğer büyükşehir takımlarınınki gibi olmaz
Umarız ve hiç istemeyiz daha iki yıl önce 1400 km uzaklıkta Hırvatistandaki Osijek ve 180 kilometre uzaklıkta Belçikanın Genk şehrinde iki Avrupa maçına gittiğimiz Adana Demirsporun akıbeti diğer Anadolu takımları Mersin İdman Yurdu, Karabükspor, Eskişehirspor ve Bursaspor gibi olmaz . Demirsporun geleceği ve çıkarları için ya Adanalılar takıma sahip çılkarlar ya da sahiplenen kimse çıkmazsa başka bir formül bulunup var olan yönetim ile bir barış ortamı sağlanır, hatalerdan ders çıkarılıp küskünlükler aşılır ve bu ağır kriz son bulur.
