DENİZİN MEKTUPLARI... BÜNYAMİN DENİZ KIRAÇ

Tarih: 20.09.2025 09:04

“İçimizde Kırılan Şeyler”

Facebook Twitter Linked-in

 

Kimse tam olarak anlatmıyor aslında. Hepimiz bir şekilde ayakta kalmaya çalışıyoruz, ama nasıl? Sabah uyanırken içimizde taşıdığımız ağırlığı kimse bilmiyor. İşe, okula, hayata yetişmeye çalışırken, sessizce kendimizle savaşıyoruz.

Bir zamanlar kurduğumuz hayaller vardı. Küçükken inanmıştık; her şey güzel olacak, iyiler kazanacak, çok güleceğiz diye... Ama büyüdük. Gerçekler tokat gibi çarptı yüzümüze. İnsanlar kırdı, sistem yordu, dünya sessizleştirdi bizi. Umduğumuzu değil, bulduğumuzu yaşamaya başladık.

Güldüğümüzde bile içimiz ağrıyor. Çünkü o kahkahaların altında bastırdığımız binlerce cümle, söylenememiş nice “iyi değilim” yatıyor. Ama yine de kimse tam olarak sormuyor. Gerçekten nasıl olduğumuzu merak eden yok gibi. Ve biz de hep aynı cevabı veriyoruz: “İyiyim…”

Ama içten içe biliyoruz; ne iyi olduğumuzu, ne de bu gidişle iyi olacağımızı.


---

Sonuç:

Ama işte tam da burada durmalı insan. Kabullenmekle yetinmemeli. Çünkü insan sadece acı çeken değil, aynı zamanda direnen bir varlıktır. Gerçekler can yaksa da, onları değiştirme gücü hâlâ içimizde. Sessiz kalırsak, aynı döngü devam eder. Ama içimizde kırılan şeyleri tamir etmek istiyorsak, önce sesimizi yükseltmeliyiz.

Mutluluk belki hemen gelmez. Ama direnmeden gelmeyeceği kesin. Ve bazen en büyük mücadele, “iyiyim” dememekle başlar. Gerçekten iyi olmak için önce kabuğumuzu kırmalı, sonra yeniden inşa etmeliyiz. Çünkü insan, umudunu kaybettiğinde değil, mücadeleyi bıraktığında kaybeder.

Benden bu hafta bu kadar kendinizi önemseyin.

Hoşçakalın


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —